CHP Genel Başkan Yardımcısı Kuşoğlu: Yerel seçimden sonra olağanüstü kurultay olabilir
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu kurultayda yeniden aday göstereceklerini belirterek, “Yerel seçimlerden sonra bir olağanüstü kurultay gündeme gelebilir. Seçim sonuçlarına göre bırakabilir de, bir süre daha devam ettirebilir de” dedi.
CHP merkez yürütme kurulu üyesi ve genel başkan yardımcısı Bülent Kuşoğlu, BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın sorularını yanıtladı…
Kuşoğlu, Grup Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “değişim” ve “adaylık” konularındaki açıklamalarıyla ilgili “Grup başkanımız da o mevkide otururken ya da Ekrem Bey Büyükşehir Belediye Başkanı’yken, Genel Başkan’a karşı daha dikkatli olmalılar” görüşünü dile getirdi.
İki ismin de niyetleri varsa adaylıklarını resmen ilan edip kurultayda yarışabileceklerini belirten Kuşoğlu, “Ama Kemal Bey gitsin, beni koltuğa oturtsun gibi bir tutumun doğru olmayacağını” söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun, bürokratlığından beri en yakınındaki isimlerden olan Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, yeni Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) da yerini koruyan dört isimden birisi oldu. Kılıçdaroğlu’nu yerel seçimlerden önce yapılması planlanan kurultayda yeniden aday göstereceklerini açıklayan ilk isim olan Kuşoğlu, partisindeki değişim tartışmaları, kurultay süreci ve sonrasına ilişkin BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Kuşoğlunun açıklamalarından satır başları şöyle:
- Bizim iletişimle ilgili eksiklerimizin olduğunu söylememiz gerekiyor. Yani adayın başka birisi olması durumunda da aynı sonuç olabilecekti. Kılıçdaroğlu, 12 yıldan beri CHP Genel Başkanı. Hiçbir eksikliği yok, dolayısıyla kendisine hiçbir çamur atamadılar. Ama yeni gösterilecek bir adaya bu tür şeyleri söyleyebilirlerdi ve başarılı da olabilirlerdi. Demek ki adayımızla ilgili bir yanlışımız yok. Sorun bizim iletişimimizde, stratejimizde, bunlarla ilgili yanlış yaptık diye düşünüyorum.
- Biz bir siyasi partiyiz, bir Siyasi Partiler Kanunu var, kendi tüzüğümüz var ve bunlara bağlı kalmak zorundayız. Dediğiniz gibi MYK değişikliğini yaptık, çünkü bunu hemen yapmak mümkündü. Ama hemen sonra da kurultay sürecini başlattık. Mahalle seçimlerinden başlayarak bir değişim sürecine girildi. İl, ilçe başkanları arkasından Parti Meclisi ve Genel Başkan seçimi de yapılacak.
- Kurultay seçimli olacak. Genel başkan adayı olmak isteyenler olacak. Değişim deyince sihirli bir kelime gibi görünüyor ama sadece kişilerin değişimi değildir, öncelikle zihniyette değişim gerekiyor. Kişilerle birlikte zihniyeti de değiştirmeyi başarmak lazım.
- Kurultayımıza kadar geçen süre içinde partililerimiz bu değişimi gerçekleştirecektir diye bekliyoruz. Tabii bu kadar kısa sürede bu değişim söz konusu olmaz.
- Ama yıllardır CHP’de en büyük değişimi gerçekleştiren kişi Kılıçdaroğlu’dur. Bir değişim süreci içindeyiz, onun da devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü dünyada sağ sol kavramı değişti ama Türkiye’de hala değişmedi. Bu kavramsal değişiklikleri de dikkate almak zorundayız. Kılıçdaroğlu’nun oluşturduğu Millet İttifakı, buna çok daha uygun bir değişimi de müjdeliyor.
- Bugün, demokrasiyi Atatürkçülüğü cumhuriyetin ne olduğunu bilen, buna sahip çıkan bir yüzde 48 var, Türkiye’nin yarısı var en azından. Buna sahip çıkan ve bir araya getirmeyi başaran da CHP’dir, Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
- Bundan önceki seçimlerde de Erdoğan yüzde 52 alıyordu ama hiçbir zaman karşısında 48’lik bir bütün yoktu, parça parça bir muhalefet vardı. Erdoğan seçimi kazandığında bile Kılıçdaroğlu’nu yuhalatmıştı. Bu yüzde 48’in kendisi için ne kadar büyük tehlike olduğunu gösteren bir işarettir. Bizim kesimin de bunun farkında olması gerekir diye düşünüyorum.
- Kemal Bey, 28 Mayıs gecesi istifa ettiğini açıklamış olsaydı doğru yapmış olur muydu? Şöyle bir ortamı hayal edebiliyor musunuz, Kemal Bey ayrılmış partiden. Zaten moralsiz olan bir parti ve partili kitlesi ve sahipsiz bir CHP. Ama hemen arkasından da yerel seçimler var. Partinin kendisini toparlaması mümkün olabilir miydi, yoksa bir parçalanma mı söz konusu olurdu?
- Evet seçimi kaybettin ama niye partini sahipsiz bıraktın, bu kadar sıkıntıya, olaya, kaosa yol açtın diye eleştirilmez miydi, ‘bu kadar sorumsuzluk olur mu’ diye eleştirilmez miydi? Sorumlu davranarak, ben gemiyi sağlam, güvenli bir limana götüreceğim diyor. İlanihaye burada kalacağım, koltuk benim olacak demiyor.
- O güvenli liman hem kurultay, hem yerel seçim. Görünen o. Çünkü seçimlerden önce kurultayı yapmamız gerekiyor. Çünkü kurultayı yapmadınız, kongre sürecini tamamlamadınız diye eleştirilir. Böyle, hukuksuz bir iktidarın seçime sokmaması bile söz konusu olabilir.
- Onun için seçimden öne kurultayı yapmak zorundayız. Yapıldığında da zaten seçimleri de kurultay sonucu ortaya çıkan yapıyla devam ettirmek zorundayız.
- Biz partililer olarak aday gösteririz.
- Yerel seçimlerin sonuçlarına göre bir kurultay söz konusu olabilir. Bunun değerlendirmesini sayın Kılıçdaroğlu yapacaktır.
- Genel Başkan seçimli olağanüstü kurultay düzenleyebilir. Seçim sonuçlarına göre bırakabilir de, bir süre daha devam ettirebilir de. Tabii siyasetin şartları, seçim sonrası durum belirleyecektir. Ama bu kurultayda kesin aday gösterilecektir.
- Zihniyet değişmeden, özeleştiri yapılmadan, sadece Kemal Bey suçlanarak, onun gönderilmesi ile aşılacak bir şey değil.
- Grup Başkanımız da o mevkide otururken, ya da Ekrem Bey Büyükşehir Belediye Başkanı’yken, Genel Başkan’a karşı daha dikkatli olmalılar. Şimdiye kadar ikisi de adayız, demediler.
- Yani her ikisi de Kemal Bey’in koltuktan kalkıp onları mı oturtmasını bekliyorlar? Adaylarsa, aday olduklarını resmen açıklarlar. Kurultay süreci de açıklandı, girerler, yarışırlar. Herkes görevine müdrik.
- Ama eğer değişim istiyorsak, sorumluluk da almalıyız, bu sorumluluk aday olmayı gerektiriyorsa bundan da kaçmamalı.
- Aday olmak isteyen o sorumluluğu alsın. Ama “Kemal Bey gitsin, beni koltuğa oturtsun” öyle bir şey söz konusu değil herhalde, doğru değildir böyle bir şey. Parti tüzüğüne de uygun değildir.
- Adını koyalım, adaylık için en fazla adı geçen kişi Ekrem Bey. Ekrem Bey için bugün bir mahkeme süreci söz konusu.
- Genel Başkan olabilir mi rahatlıkla? Olamaz, sıkıntısı var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olabilir mi? Sıkıntısı var.
- Bizim Kemal Bey’den sonraki en önemli adayımız için hukuki bir tuzak hazırlanmış durumda. Böyle olunca, bizim seçim öncesi hem partiyi kaybetme, hem de İstanbul’u kaybetme durumumuz olabilir. Biz İstanbul’u kaybetmemeliyiz, partiyi de kaybetmemeliyiz, bu tuzağa da düşmemeliyiz.
- Seçime kadar bu mahkemenin durumunun netleşmesi lazım. Öbür türlü üzerimizde Demokles’in kılıcı gibi sallandırırlar.
- Böyle siyasetten men gerektiren bir karar, durum söz konusu değil. Bir de tabii bir partinin Genel Başkanı, icra makamında olmayan bir kişi. ‘Sadece sen benim rakibimsin’ diye bir mahkeme kararıyla siyasetten men edilirse bu bir mağduriyet doğurur, o nedenle bunu kolay kolay yapamazlar.