İlahiyatçılar uyarıyor: Ülkeyi yönetenlerin, toplumun başına bela olabilecek bu sözde alternatif din eğitimine dur demesi gerekli
Şanlıurfa’da Menzil cemaati bağlantılı olduğu iddia edilen kaçak bir medreseye gönderilen ve medresenin yanındaki ahırda asılı halde bulunan 12 yaşındaki Abdülbaki Dadak’ın ölümü ülke gündemini sarstı. İlahiyatçılar da tarikatlara karşı uyarılarda bulunuyor, iktidara çağrı yaptı.
Cumhuriyet’te konuşan İlahiyatçı Prof. Dr. İbrahim Maraş yaşanan bu duruma tepki göstererek, “Türkiye nasıl dışarıdan kıskaca alınmaya çalışılıyorsa, içeriden de miadını yüzlerce yıl önce doldurmuş, medreseli zihniyetin kuşatması altına alınmaya çalışılıyor” dedi. Maraş sözlerinin devamında da şunları kaydetti:
“Türkiye, merdivenaltı medreseler yoluyla selefileştiriliyor. Türkiye’de ciddi bir ilahiyat yüksek eğitimi var. Bütün okullarda seçmeli dersler ve zorunlu dersler var. Din eğitiminin yapılacağı yerler buralar. Ülkeyi yönetenlerin, ileride kendilerinin de toplumun bütünün de başına bela olabilecek bu sözde alternatif din eğitimine dur demesi gerekli. Çocuklar devletin okullarında okumak istiyor. Eğitimden anlamayan saçma sapan ellere onları teslim etmek ihanettir.”
İlahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Şahin Filiz ise tarikat ve cemaatlerin uzantıları olan medreselerde kamuoyuna yansımayan ölüm, işkence ve baskıların olabileceğine işaret etti. Bu yapıların sadece yasadışı değil, aynı zamanda ahlak ve insanlık dışı olduğunu vurguladı. Filiz, “Mevcut iktidar, tarikat ve cemaatlerin bu yasadışı faaliyetlerine her türlü desteği veriyor. ‘Paralel İslam’ ve ‘paralel eğitim’ kurulmasının yolunu açıyor. Yasal kurumlara karşı yasal ve ahlaki olmayan ‘paralel kurumlar’ın teşkili, ‘paralel devlet’ yapılanmasına karşı göğsünü siper etmiş Türk ulusunun FETÖ ile mücadelesine karşı da en hafif deyimle saygısızlıktır” dedi.