Merkez Bankası eski Başkanı ve İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, öncü göstergelerin Türkiye’nin bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyrek dönemine göre yüzde 15 ila yüzde 20 oranında büyüyeceğini işaret ettiğini söyledi.

Ancak bu büyümenin vatandaşa yansımayacağını, yoksulun daha yoksul, zenginin daha zengin olmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, “Hükümet bu büyüme verisini halkı kandırmak için tepe tepe kullanıp övünecek. Şimdiden vatandaşımızı uyarıyorum. O büyüme işsizliğinizi, açlığınızı, yoksulluğunuzu azaltmayacak. Türkiye’de gerçekten birilerinin serveti çok arttı ancak o servet yatırıma, üretime sermaye olarak gelmedi. Açlığımız, yoksulluğumuz, işsizliğimiz bu yüzden” dedi.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre Durmuş Yılmaz TBMM’de yaptığı açıklamada, 1 Eylül’de açıklanacak olan milli gelir büyümesinin halka şimdiden doğru anlatılması gerektiğini söyledi. Yılmaz şöyle konuştu:

“İkinci çeyrekte beklenen yüzde 15-20 büyüme baz etkisinden kaynaklanacak. Ancak çeyrekten çeyreğe bakıldığında belki sıfır, belki de çok cüzi bir artı büyüme olacak. Yüzde 20’lik büyüme, 700 milyar dolarlık bir milli gelir üzerinden 140 milyar dolar eder. O da 1 trilyon liraya yakın bir para demektir. Bu yılın nisan, mayıs, haziran aylarında insanların cebine 1 trilyon lira mı girdi? Cebimize böyle bir para girseydi insanlar borçlarını kolaylıkla öder, çekler karşılıksız çıkmaz, işsizlik azalır, refah artardı. Bunu hisseden oldu mu?”

Yılmaz, baz etkisiyle yaşanacak büyümeyi halkı kandırmak için kullanmaması tavsiyesinde bulunarak, hükümet yetkililerine şöyle seslendi:

“1 Eylül’de büyümeyi övünerek anlatacaksınız. Ancak bu büyümenin kalitesi yok, ülkeyi içine düştüğü çukurdan kurtarmaya yetmiyor. Evine ekmek götüremeyen, işsiz kalmış yurttaşların derdine çare olmayacak.”

“Sermaye yatırıma dönüşmüyor, istihdam olmuyor”

Durmuş Yılmaz, Türkiye’de ciddi ölçüde servet büyümesi yaşandığını ancak bazı kesimlerde büyüyen bu servetin sermaye olarak yatırıma dönüşmediğini söyledi. Yılmaz şöyle dedi:

“Servet yatırıma dönüşmediği için istihdam olmuyor, halkın geliri artmıyor, fakirlik, fukaralık önlenemiyor, faturalar ödenemiyor. Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar gelir uçurumunu büyütüyor. Onun için esnaf para kazanamıyor. Çekler senetler ödenemiyor. Halkın borcu artıyor. Bir tarafta varlıklılar son derece lüks içinde yaşarken diğer tarafta yoksulların geçim sıkıntısı giderek artıyor”