A3 Haber

‘AKP döneminde yoksullaştım’ diyen Ethem Sancak’ın öyküsü: Kârlı bir aşk hikayesi!

‘AKP döneminde yoksullaştım’ diyen Ethem Sancak’ın öyküsü: Kârlı bir aşk hikayesi!

‘AKP döneminde yoksullaştım’ diyen Ethem Sancak’ın öyküsü: Kârlı bir aşk hikayesi!
Aralık 17
15:58 2019

AKP döneminde aldığı ihalelerle ve Tayyip Erdoğan’a “aşık olduğunu” söylemesiyle tanınan Ethem Sancak, dün akşam katıldığı bir canlı yayında “AKP döneminde yoksullaştığını” iddia etti… Peki Sancak doğru mu söylüyor? Ve kimdir bu Ethem Sancak… İşte “kârlı bir aşk hikayesi”nin kısa öyküsü…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Tank palet fabrikası işinde Ethem Sancak çantacıdır” demesi üzerine gözlerin çevrildiği Ethem Sancak, hakkındaki iddialara yanıt verdi. Ethem Sancak, Habertürk TV’de Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu programda Deniz Zeyrek, Aykut Küçükkaya, Ersoy Dede ve Mete Yarar’ın sorularını cevapladı.

Geçmişte Tayyip Erdoğan’la ilgisinin olmadığını, hatta karşısında olduğu belirten Ethem Sancak, “Ben Türkiye’nin en zenginlerinin ilk 50’sinin içindeyken, şu anda ilk 500’e almıyorlar beni. Ben AKP döneminde yoksullaşan bir iş adamıyım” dedi.

AKP döneminde “yoksullaştığını” savunan Ethem Sancak kimdir?

Bir söyleşisinde “Tayyip Erdoğan’a aşık olduğunu” söyleyen Ethem Sancak’ın “kârlı bir aşk hikayesi” olduğu kesin.

O uzun öyküye kısaca bakalım…

Kârlı bir aşk hikayesi: Ethem Sancak ile Tayyip Erdoğan

Ethem Sancak ile Tayyip Erdoğan’ın tanışıklığı, Erdoğan’ın hileli bir seçimle ve Baykal’ın yardımıyla iktidara getirildiği Siirt seçimleri sırasında gerçekleşti.

Arap asıllı bir Siirtli olan ve geniş bir aileden gelen patron Ethem Sancak, Erdoğan’la tanışmasını şöyle anlatıyor: “Siirt seçimleri dolayısıyla tanıştık. Kendimce aradığım bir adam vardı. Ama şunu da biliyorum: 100 yılda bir Türkiye’ye büyük bir adam geliyor. Tayyip Bey’i tanıdıkça, bu dönemde de onun çıktığına inanmaya başladım.”

Bir tanışıyorlar, pir tanışıyorlar!

Zaten o tanışıklıktan sonra Ethem Sancak’ın yolundaki tüm engeller kalkıyor… Tayyip Erdoğan yükseldikçe Ethem Sancak güçleniyor, Ethem Sancak büyüdükçe Tayyip Erdoğan ilerliyor…

Sancak, Erdoğan’a olan sevgisini yıllar sonra “Anam, babam, çocuklarım sana feda olsun Erdoğan” sözleriyle dile getirecektir.

Kim bu Ethem Sancak?

Geniş bir aile olduğu için kamuoyunda farklı şirket isimleri ve Haydar Sancak, Mesut Sancak, Abdulrezzak Sancak, Suat Sancak gibi isimler zikredilse de, herkesin yakından tanıdığı ve Sancak ailesini sembolize eden isim Ethem Sancak…

1980’lerin başlarında henüz 25 yaşlarında ilaç depoculuğuyla patronluğa soyunan Ethem Sancak, yirmi yıl sonra Forbes dergisinin verilerine göre Türkiye’nin ilk 100 zengini arasına nasıl girdi?

AKP büyüdükçe o güçlendi

Kurduğu Hedef Ecza Deposu’nu Alliance Boots’la birleştirerek Hedef Alliance adlı bir ilaç dağıtım tekeli kuran Sancak, AKP iktidarında başka sektörlere kulaç atarak kârına kâr, rantına rant katmayı sürdürdü. 2005’te “Yılın Girişimcisi” seçildi, 2007’de Bülent Arınç’ın başkanlığı döneminde “TBMM Milli Egemenlik Üstün Hizmet ve Onur Ödülü”ne layık (!) görüldü.

Sancak ile AKP iktidarının bu el ele, gönül gönüle birlikteliğinde bakalım neler oldu?

Hayvancılık politikasını belirledi

İlaç dağıtım tekelinden sonra hayvancılık sektörüne de el atan Sancak, AKP’yle paslaşarak belirlediği politikalar sayesinde giderek daha da semirdi… 2010’da et fiyatlarını düşürmek gerekçesiyle ithalatı serbest bırakan AKP hükümeti, ithalatta ikinci aşamayı da tamamlayarak sermayenin önünü tamamen açtı.

2010 Nisan’ında Et ve Balık Kurumu’na (EBK) canlı hayvan ve et ithalatı yapma yetkisi verilmesinin ardından, yatırımcılara da doğrudan ithalat izni çıktı.

İnşaat, tarım, hastane, hayvancılık ve medya alanında yatırımları olan ve AKP hükümeti döneminde hızla yükselen Ethem Sancak, hayvancılıkla ilgili düzenlemeler konusunda devlet yetkilisi gibi açıklama yapmasıyla tanındı o yıllarda. İthalat izni çıkması için uzun süre mücadele eden Sancak, 2010’da başarıya ulaştı.

Ethem Sancak, Tarım Bakanı’nın “cesaretli” olması için yanında durmaya çalıştıklarını kaydederek şöyle demişti: “Sancak Tarım Yatırımları’nın ortak olduğu Sancak Çiftliği’nin inşası için derhal 10 bin baş ithal etmemiz gerekiyor ve biz üç sene uğraşsak Türkiye’de bunu bulamayız. Ne olacak o zaman? 70 milyon TL yatırmayı göze aldığımız bu çiftlikte optimal üretimi yakalayamazsak, zarar ederiz ve bu da caydırıcı bir sonuç olur.”

Tarımda ve gıdada kendi kendine yetebilen beş ülkeden biri olan Türkiye’yi et ithal eder noktaya getiren AKP hükümeti, Sancak ve benzeri patronlar için hayvancılığı ve besiciliği geri dönülemez biçimde çökertmiş oldu.

Sancak, o yıllarda tarım ve hayvancılık sektöründe ciddi yatırımlar yaptı. Ethem Sancak’ın bu yatırımlarında kullandığı sloganı ise “Tarım köylüye bırakılmayacak kadar önemli bir sektördür” olmuştu. Sancak ayrıca “Tarım işi çok kârlı, kârlı olmasa girmezdim” demişti.

İzmir’de Sancak işgali

Ethem Sancak ve Sancak ailesine ait diğer şirketler, çok farklı sektörlerde at oynatmasıyla biliniyor… Bunlardan biri de inşaat… Sancaklar özellikle bu konuda İzmir ve çevresini gözlerine kestirmiş durumdalar.

İstanbul ve Ankara gibi metropollerin daha eski patronlar tarafından paylaşıldığını gören Sancak sülalesi, İzmir rantından payını kapmak için erken harekete geçenlerden…

İzmir’de yaşayıp da Folkart’ı bilmeyen yok… Çeşme’den Bornova’ya kentin dört bir yanını kanser gibi saran “rezidans”, “AVM”, iş merkezi” çılgınlığının en önemli aktörlerinden biri Folkartlar…

İzmir’in Bornova’sını, Bayraklı’sını sermayedarlara, para babalarına, patronlara açan AKP iktidarı, kentin rantının önemli bölümünü de Sancak’lara peşkeş çekmeye kararlı…

Bölgedeki kamu arazileri ve arsaları, özelleştirme yöntemiyle yandaş Sancak ailesine adeta altın tepsi içinde sunuluyor.

AKP vandallığı ve barbarlığı, son zamanlarda, halkın kolektif arazisi olan Karayolları Bölge Müdürlüğüne ait araziyi de “özelleştirme” adı altında Sancaklara teslim etti. İzmir’in iç körfezine hançer gibi saplanan çifte Folkart kulelerinden sonra, şimdi de Folkart Time adlı yeni bir rezidans, AVM, iş merkezi yükseliyor İzmir-Ankara karayolu üzerinde…

AVM’ler, rezidanslar, taşeron işçi sömürüsüyle yükseliyor

Binlerce işçi çalışıyor bu inşaatlarda… Taşeron işçiler… Çifte ve katmerli sömürünün hüküm sürdüğü bu inşaatların her işini farklı taşeron şirketlerin işçileri görüyor… Birbirlerinden habersiz, örgütsüz, dağınık haldeki işçiler… Asıl patron olan Sancakları görmeleri olanaksız bu işçilerin, bağlı oldukları taşeron firmaların patronlarıyla muhatap oluyorlar, paralarını bazen alabiliyor, kimi zaman alamıyorlar… Yaralananları, sakat kalanları ve hatta ölenleri kimse görmüyor bile… Kimsenin ruhu duymuyor…

Sancak “Bence BMC” dedi ve bu firmaya da adeta el koydu!

TMSF’nin 2013’te el koyduğu BMC, 2014 Nisan’ında yapılan ihaleyle Ethem Sancak’ın sahip olduğu Es Mali Yatırım ve Danışmanlık şirketine satıldı.

Böylece TMSF fabrikayı, en istikrarlı müşterisine satmış oldu. Çünkü ihaleye Sancak’tan başka katılan olmadı. Ethem Sancak, Akşam gazetesi ve Sky Türk televizyonundan sonra yeni bir TMSF “kelepiri” daha  “düşürmüş” oldu. 985 milyon lira muhammen bedel için önce 540 milyon veriyor. Sonra “etmez bu kadar ama” tavrıyla ihale komisyonu başkanını “kırmadı” ve işi 751 milyon liraya bağladı.

BMC’nin yeni patronu olarak bir taşla birkaç kuş birden vurdu.

Fabrikayı TSK’nin hazır siparişleri ve gelecekte birçok kamu kuruluşuna araç satma imkanı ile satın aldı “işini bilen” Ethem Sancak. Şirketin mevcut borçlarının önemli bir kısmını muhammen bedelin altındaki fiyat sayesinde TMSF’ye yıktı. Diğer taraftan, ederi mevcut durumda 300 milyon lira olduğu ifade edilen fabrikanın arsasına konmuş oldu.

Nasıl oldu bu “ballı” satış?

Yaşanan mali kriz nedeniyle TMSF tarafından el koyulmadan önce, fabrikanın sahibi başka bir patron olan Mehmet Emin Karaamehmet idi. Karamehmet yıllarca BMC’nin tatlı kârını cebine indirdi. Sonra işler bozuldu, 2012 başından itibaren BMC’de işçilere ücret ödenmemeye başladı.

İşçiler aylarca ücret alamadan çalıştı. Ücret ödenmediği için işten ayrılanlar ise ücret alacaklarını, kıdem tazminatlarını kurtaramadı. TMSF’nin el koyması da sorunlarını çözmedi. BMC işçisi ne işten çıkabildi, ne çalıştığında ücretini alabildi.

TMSF’nin BMC’ye el koymasından kısa bir süre sonra Forbes “En zengin 100 Türk” listesini açıkladı. Listede Mehmet Emin Karamehmet 2,4 milyar dolarlık servetiyle bir kez daha üst sıralarda yer aldı.

Ethem Sancak ve Mehmet Emin Karamehmet: Türkiye’nin iki ayrı döneminin iki ayrı “iş adamı”. BMC’nin eski ve yeni patronları. Biri yandaşlıkla yükselirken, diğeri gözden düştüğünde bile “en zengin” listesindeki yerini hiç kaybetmedi.

Ethem Sancak BMC’nin yeni sahibi oldu da ne oldu?

Ona da bakalım: İzmir’in Pınarbaşı semtinde bulunan BMC’de 250 işçi işten atıldı. İşten atılma gerekçesi küçülme olarak gösterilse de, fabrikanın üretiminde bir değişim yok, aksine kâr oranı gittikçe artıyor. İşçilerin atılmasının asıl nedeni daha düşük ücretle yeni işçi alımı yaparak kâr oranını daha da büyütmek. Eylül’deki bayram tatilinden önce de 60 işçi çıkarılmıştı.

Daha az ve daha düşük ücretli işçiyle, daha çok kâr etmek: Sancak’ın işi bu… Sancak’ı Türkiye’nin en zenginlerinden birisi yapan işte tam da bu!

Medya patronluğuna da soyundu

Ethem Sancak, AKP iktidarıyla birlikte medya işine de el attı… Medyaya neden girdiğini de hiçbir zaman gizleyip saklamadı.

2013’te verdiği bir röportajda, “Erdoğan’a destek olmak için gazete ve televizyon patronu” olduğunu itiraf etti.

Kelimesi kelimesine şunları söyledi Sancak: “Tayyip Bey köşeye sıkıştırılmıştı, parti kapatma davaları, 367 kararı vs. Basın tek sesli, onu boğmaya çalışıyor. Basın alanında tek sesliliği kıralım dedik. Tayyip Bey’edDanışmaya gerek yoktu. TMSF’de satılıyordu Star… 8.5 milyon dolara aldık. Sonra TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, ‘Arkadaşları aldı’ demesinler diye, fiyatı 10 milyon dolara çekti. Çok zarar ettik tabii. Sonra Star’ı büyüttük. Gazetenin yetmediğini anladık. İtibarsızlaşmış bir gazeteydi. 24 televizyonunu kurduk. Ben tamamen ideallerim için, ona daha iyi hizmet edebilmek için girmiştim o işe…”

Star’ı daha sonra neden sattığını da “E görevim bitti” sözleriyle açıklıyordu.

Evet, Sancak’ın medya patronluğu 2008’de Esmedya adlı grupla başladı. TMSF’nin elinde bulunan Kanal 24 ve Star gazetesi Ethem Sancak’a satıldı. Ancak bir yıl sonra Sancak, elindeki bütün medya şirketlerini Tehvit Karakaya’ya sattı. Böylece Sancak Medya Grubu feshedilmiştir. Ancak bir süre sonra Çukurova Grubu’nun elindeki bazı medya organlarına TMSF tarafından el konulunca, yapılan pazarlıklar sonucu 360 televizyonu, Akşam ve Güneş gazeteleri, Alem FM ve Lig Radyo ile Çukurova grubu bünyesindeki bütün dergiler Sancak Grubu’na satıldı.

Sancak’ın kutup yıldızı gerici ve tetikçi Akit “gazete”si!

Geçtiğimiz Haziran ayında gerici, yandaş ve tetikçi Akit “gazete”sinin düzenlediği ve çete lideri Sedat peker’in de katıldığı iftar programında konuşan Ethem Sancak, “Akit bizim kutup yıldızımız. Es Medya, kalite olarak Akit’i kendine rehber almaktan büyük onur duyuyor” dedi.

TOMA üreticisi Sancak

AKP polisinin, hakkını arayan işçileri, haksızlıklara itiraz eden üniversite öğrencilerini şiddetle bastırmak için kullandığı TOMA’ları da artık Sancak ailesi üretiyor…

Ethem Sancak, Emniyet’in verdiği TOMA ihalesiyle de gelirine gelir kattı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2014 Kasım ayında 251 adetlik zırhlı TOMA (toplumsal olaylara müdahale aracı) ihalesinde aslan payı, şimdiye kadar TOMA üretimi yapmayan BMC’ye, yani Sancaklara verildi. Toplam 251 adetlik ihale üçe bölündü, 151’i Sancak’a, geri kalan 50 TOMA Nurol, diğer 50 ise Volkan İtfaiye’ye verildi. Sancak, bu ihaleden de yaklaşık 200 milyon lirayı kasasına koydu.

TESEV’in de kurucusu… 

TESEV’i uzun uzadıya anlatmaya gerek yok: ABD’li finans spekülatörü ve liberal girişimci Georgos Soros’un Açık Toplum Enstitüsü adlı vakfının Türkiye ayağı. Öyle sıradan bir “sivil toplum kuruluşu” değil TESEV… Türkiye’yi Amerikancı, piyasacı, gerici, postmodern dönüşüme götüren önemli projelerin “entelektüel” zemini, “kuramsal” boyutu, PR çalışması TESEV’de hazırlandı, hazırlanıyor. Liberal cephenin tanıdığınız ve tanımadığınız isimleri bir araya geliyor ve gündemlerinde ne varsa, raporlar hazırlayıp usulca sermaye medyasının dolaşımına sokuyorlar.

Ethem Sancak, işte bu TESEV’in kurucu üyelerinden…

TESEV’i biraz daha ete kemiğe büründürmek o yapının içindeki isimlere bakmak yeterli:  Ethem Sancak, İnan Kıraç, Can Paker, Asaf Savaş Akat, Nuri Çolakoğlu, Osman Kavala, Tarhan Erdem, Gazi Erçel, Jak Kamhi, İshak Alaton Cüneyt Zapsu, Üstün Ergüder, Ergun Özbudun, Bülent Eczacıbaşı… Erdoğan’ın kızı Esra Erdoğan’ın da bir dönem TESEV’de çalıştığı herkesce biliniyor.

Sermaye+siyaset+akademi+medya merkezli bir operasyon üssü.

TESEV denildiğinde unutulmaması gereken bir isim daha var: TESEV’in kuruluş senedinin altında 300 kişinin imzası var. 183’üncü sıradaki isim Kemal Kılıçdaroğlu.

“Şems’in Mevlana’ya aşkı gibi ben de Erdoğan’a aşığım”

Bu sözler, son 20 yılda servetini katlayan Ethem Sancak’a ait… Tayyip Erdoğan’a olan aşkını böyle dile getirdi Sancak… Katıldığı bir televizyon programında, “Siirt seçimleri vesilesiyle Siirt’ten başbakan çıksın diye, dürüstlüğünü, yiğitliğini gördüm, gördükçe de aşık oldum. Doğrusu solculuk dönemimde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. Tanıdıktan sonra gördüm ki,  böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor” diyordu.

Bu sözler kamuoyunda epey tartışıldı ama Ethem Sancak adlı patronun Erdoğan’a aşkı devam ediyor hâlâ…

 

 

About Author

Ahmet Çınar

Ahmet Çınar

Related Articles

TÜM HABERLER