Anayasa Mahkemesi, Soma’da meydana gelen ve 301 madencinin ölümü ile sonuçlanan faciayla ilgili devlet memurlarına soruşturma izni verilmemesinin yaşam hakkının ihlali olduğuna karar verdi.

A3 Haber Merkezi | 13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesindeki Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen kömür madeninde çıkan yangında 301 madenci yaşamını yitirmişti. Olay sonrası açılan davada, işletmeyi kontrolle sorumlu olan devlet memurlarının yargılanmasına bakanlıklarca izin verilmemiş, yapılan itirazlar da Danıştay tarafından reddedilmişti.

Mahkemenin ve olayda hayatını kaybeden bazı madenci yakınlarının başvurusu üzerine. Anayasa Mahkemesi haklarında soruşturma izni verilmeyen devlet memuru statüsündeki sorumların yargılanmasının önünü açtı. Anayasa Mahkemesi, soruşturma izni verilmemesinin yaşam hakkının ihlali olduğuna karar verdi.

Bakanlık izin vermedi

Soma Holding şirketleri tarafından işletilen kömür madeninde yaşanan olay üzerine harekete geçen Soma Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığı belirtilen kararda, bazı siyasiler ile bir kısım kamu görevlisinin de olayda sorumluluğunun bulunduğu iddiasıyla başlatılan soruşturmaların mevcut soruşturma ile birleştirildiği vurgulandı.

Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27 Mayıs 2014’de görevlerini ihmal ettikleri yönünde şüphe oluştuğu gerekçesiyle maden ocağının denetimini yapan görevliler ve Çalışma Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü hakkında Çalışma Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı’ndan soruşturma izni istediği belirtilen kararda, bakanlıkların soruşturma iznini vermediği, yapılan itirazlar sonrasında da Danıştay 1. Dairesi’nin maden kazasının meydana gelmesi arasında doğrudan bir illiyet bağı kurulamadığı sonucuna ulaşarak itirazları reddettiği anlatıldı.

Yaşam hakkının ihlali

Anayasa Mahkemesi yaşam hakkının usul boyutunun ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmakta olduğunu belirterek, bu kapsamda yapılması gerekenin yeniden yargılama kararı verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibaret olduğu belirtildi.

Mahkeme, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun İhlal edildiğine ve kararın bir örneğinin yaşam hakkının usul boyutunun ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Danıştay Birinci Dairesi’ne gönderilmesine karar verdi.