A3 Haber

TARKEM’den ‘soylulaştırma’ itirafı: Nüfusun azalması işini nasıl kolaylaştırıyor?

TARKEM’den ‘soylulaştırma’ itirafı: Nüfusun azalması işini nasıl kolaylaştırıyor?

TARKEM’den ‘soylulaştırma’ itirafı: Nüfusun azalması işini nasıl kolaylaştırıyor?
Mayıs 12
08:57 2020

Bir soylulaştırma ve rant projesi TARKEM nedir, ne değildir? Yazı dizimizin ilk bölümde bahsettiğimiz Kapitalist Kentler’i hayata geçirmek için atılan adımların sonucunda “soylulaştırma” kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Soylulaştırma, en basit ve sınırlı tanımıyla, dar gelirlilerin yaşadığı, kent içerisindeki köhneleşmekte olan konut alanlarına, daha üst sınıfların yerleşmeye başlaması süreci olarak tanımlayabiliriz. Değişimin gerçekleştiği mahallelerde, bir taraftan eski ve bakımsız kalmış konutların yenilenmesiyle gözle görülür fiziksel iyileşmeler yaşanırken; diğer taraftan eski sakinlerin, yerlerini biraz da gönülsüz olarak sonradan gelenlere bıraktığı, literatürde yerinden edilme (displacement) olarak adlandırılan bir süreç. Bu süreç ile birlikte kentsel fiziki alt yapı ne kadar sabit kalırsa kalsın el, işlev ve tip değiştirilmiş oluyor.

TARKEM, soylulaştırmaya hizmet ediyor

TARKEM ve projeleri de tam olarak soylulaştırmaya hizmet ediyor. Öyle ki İzmir-Tarih, İzmirlilerin Tarih İle İlişkisini Geliştirme Projesi Tasarım Stratejisi raporunda bu itiraf çok net biçimde dile getiriliyor. Kemeraltı’nda yapılacak çalışmalarda amaçlar sıralanırken, “Toplumun tüm katmanlarından gelenlerin bu alanda yaşar hale gelmesi önem kazanmaktadır” ifadelerine yer verilse bile bu amacın gerçekleşmeyeceği de işte şu sözlerle kabul ediliyor;

“Bu tür çöküntü alanlarda soylulaştırmanın gerçekleştirilmesi oldukça sık rastlanan bir olgudur. Bu alanda toplumsal yükseliş sağlayacak bir seçiciliğin başlatılması için bu gereklidir. Ama soylulaştırma meslek çevrelerinde geçmiş yıllarda olduğu kadar destek bulmamaktadır. Burada yaşayanların dışsallaştırılması, bölge dışına itilmesi eleştiri konusu olmaktadır. Yaptığımız araştırmada bu alanda yerleşik bir nüfus olmadığı, çok sık yer değiştiren kiracılardan oluşuyor. Gayrimenkul değerleri düşmüştür. Bu neden bazı bölgelerde soylulaştırma gerçekleştirilebilir hale gelmiştir”

TARKEM’in raporunda yer alan ifadeler göz önüne alındığında kamu kaynak ve gücünü kullanarak belediye, STK ve şirketlerin katılımı ile kurulmuş çok ortaklı bir soylulaştırma olduğunu görmemek için kör olmak gerekir. TARKEM, kurulduğu günden bu yana zarar eden bir şirket olmanın yanı sıra bölgedeki esnafın ve halkın taleplerine kulağını hep tıkamıştır. TARKEM için önemli olan asla esnaf ve bölge halkı olmadı…

TARKEM, uygulama alanı olarak belirlediği, Kemeraltı, Basmane ve Kadifekale bölgesinin temel sorunlarıyla yakından uzaktan ilgilenmiyor. Bölgede yaşayan yoksul halk, küçük esnaf, sığınmacılar TARKEM’in ilgi alanına girmiyor. Bölgede yaşayan halkın soylulaştırma ve rant projelerinden önce giderilmesi gereken daha birçok ihtiyacı var. TARKEM, bölge halkının problemleriyle ilgilenmek yerine çok ortaklı şirketinin kar amaçlarına göre hareket ediyor. Özellikle son dönemde yaşanan koronavirüs salgınında mağdur olan Kemeraltı esnafına can suyu vermesi beklenen TARKEM deyim yerindeyse adeta üç maymunu oynuyor…

Konak’ın nüfusu her geçen yıl azalıyor

TÜİK verileri doğrultusunda Konak’ın nüfusunun 10 yılda nasıl eridiğini görebilmek mümkün. İzmir’in kent merkezi, kalbi niteliğindeki Konak her geçen yıl nüfus kaybına uğruyor. 2009 yılında Konak’ta ikamet edenlerin sayısı 411 bin olarak kayıtlara geçerken 2019 yılında 351 bine geriledi. Konak 10 yılda 60 bin nüfus kaybına uğradı. Türkiye’nin  nüfus artış oranı ortalama binde 13, İzmir’in nüfus artış oranı ortalama binde 13 olarak kayıtlara geçerken Konak’ın nüfus artış oranı tam tersi binde eksi 13 olarak azalmış durumda.

Bölgede nüfusun azalması soylulaştırmanın hızlanmasına neden oluyor. Öyle ki soylulaştırma projelerinin sahipleri “Bölgede nüfus azaldı, çalışabilir nüfus kalmadı, yeni istihdam alanları yaratıp, bölgeyi cazibe merkezi haline getireceğiz” söylemleriyle rant projelerine meşru bir zemine oturtuyor.

Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden  Yrd. Doç. Dr. Özlem Güzey, soylulaştırma ve nüfus ilişkisini su sözlerle ortaya koyuyor;

“Soylulaştırma genelinde yer değiştirmek zorunda kalan mevcut nüfusa kentin bir başka bölgesinde yer gösterilse dahi, bu insanların terketmek zorunda kaldıkları kent mekânlarını sosyal ve/veya fiziksel açıdan benimsemiş olabilecekleri gözardı edilir. Böylelikle mahalle sakinleri tüm sosyal ilişkiler ağından yoksun bırakılarak kentsel mekânda atomize hale gelir. Oysa bu gruplar yerleştikleri mekânları kullanarak, değiştirerek veya benimseyerek yeniden üretirler. Bu nedenle sadece fiziksel mekânın korunması yerine sosyal mekânın da sürdürebilirliğine öncelik verilmesi gerekir. Diğer bir deyişle, hem yerleşimleri hem de yerleşikleri kapsayan bütüncül kentsel dönüşüm yaklaşımlarının üretilmesi gerekir.”

Özetle bölgedeki nüfusunun azalması, sokak ve evlerin teker teker boşalması inşaat baronlarının daha doğrusu TARKEM’in bölgedeki soylulaştırma (mutenalaştırma) gayretlerini kolaylaştıracak. Oysa ki belediyelerin ve kamu kurumlarının rant sürecini kolaylaştırmak-hızlandırmak yerine zorlaştırarak engellemesi beklenirdi. Tabi İzmir’deki kamu kurum ve kuruşları da bu yaşananlar karşısında sessiz kalmaktan öte desteklemeyi tercih ediyor.

Bir sonraki bölümde neler var?

  • İzmir’i sevmenin bedeli bu kadar ucuz mu ?
  • Başkan Aziz Kocaoğlu’nun eşi Türkegül Kocaoğlu’nun TARKEM’deki hissesi
  • TARKEM’in bir diğer anahtar kelimesi: Yönetişim
  • İzmir Yönetişim Ağı kimlerden oluşuyor ?

About Author

Hayrullah Yıldız

Hayrullah Yıldız

Related Articles

TÜM HABERLER