A3 Haber

DEVA Partisi kurucusu Nihat Ergün: Kendimize çeki düzen vermezsek siyasette muhafazakarların esamisi okunmayacak

DEVA Partisi kurucusu Nihat Ergün: Kendimize çeki düzen vermezsek siyasette muhafazakarların esamisi okunmayacak

DEVA Partisi kurucusu Nihat Ergün: Kendimize çeki düzen vermezsek siyasette muhafazakarların esamisi okunmayacak
Mayıs 13
18:38 2020

AKP hükümetlerinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı da yapan DEVA Partisi Teşkilat İşleri Başkanı Nihat Ergün, eskiden toplumdaki “Muhafazakar insandan kötülük gelmez” bakış açısının yerini “Bunların ne kötülük yapacağı belli olmaz” anlayışına bıraktığını söyledi ve “ Eğer kendimize çekidüzen vermezsek önümüzdeki yıllarda dindar insanların hiç esamisi okunmayacak” dedi.

Nihat Ergün, KRT’de yayınlanan Özlem Akarsu Çelik ile POLİTİKA programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Ergün, islami muhafazakârların kendilerini devletin sahibi olarak gördükten sonra demokratlarla bağlarını kopardığı ve AKP’nin MHP çizgisinde milliyetçileştiği yönündeki soruya şu yanıtı verdi:

“Ben de dindar bir insanım, dindar bir seçmenim. Eğer kendimize çekidüzen vermezsek dindar insanlar olarak, bu gidişatı yanlış bulmazsak inanın önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin dindar insanlarının Türkiye’nin siyasetinde, ekonomisinde, sosyal hayatında hiç esamesi okunmayacak. Selam bile vermeyecek birçok insan. Neden? Güven kaybı yüzünden. Zemini, liderlikleri demokratikleştirmek gerekiyor. Milliyetçilikleri vatanseverlik çizgisine getirmek gerekir.”

Darbe tartışmalarında CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “darbe niyetiyle bu sözleri söylemediği” açıklamasının esas alınması gerektiğini vurgulayan Ergün, iktidarı eleştirerek “Geleceğe dair umut verilemeyince korku siyaseti üretiliyor” diye konuştu.

“28 Şubat’ta olanlar, şimdi başka türlü oluyor”

HDP’li belediyelere mahkeme kararı olmadan kayyım atanmasını 28 Şubat sürecine benzeten Nihat Ergün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte yaşadıklarını hatırlattı ve “28 Şubat sürecinde olan şeyler. Şimdi başka türlü oluyor” dedi. Ergün, Diyarbakır Belediye Başkanı yerine kayyım olarak atanan Diyarbakır Valisi Hasan Güzeloğlu’nun AKP il ve ilçe başkanları ile video konferans sistemiyle toplantı yapmasını ise “Deveye sormuşlar niye boynun eğri, nerem doğru demiş. Sistemde neresi doğru ki! Doğru bir taraf kalmadı” diye yorumladı.

Ergün’ün açıklamalarından satır başları şöyle:

ŞİDDETLİ GÜVENSİZLİK NEDENİYLE AYRILDIM: “Bu çok ciddi bir güven kaybına yol açtı. Bana soranlara da diyorum, biz şiddetli geçimsizlikten değil şiddetli güvensizlik nedeniyle ayrıldık. Karşılıklı güven kaybı oldu. Bir takım ilkelere anlayışlara artık çok uzak noktalara savrulduğunu ve artık geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini gördük. Allaha şükür çok paralar yönettik ama elimizi devletin parasına sürmedik.”

NE KÖTÜLÜK GELECEĞİ BELLİ OLMAZ DİYE BAKILIYOR: “İnsanlar şöyle bakıyordu, bunlar iyi insanlar, güvenilir insanlar, bunlardan bir kötülük gelmez. Bugün birçok insan şöyle bakıyor: bunların ne kötülük yapacağı belli olmaz! Bu bile tek başına büyük bir yıkım değil mi? Güvenilir insan olma vasfını kaybetmek ne demek! Muhafazakâr insanlar hakkında toplumun önemli bir kesiminde, “bunların ne kötülük yapacağı belli olmaz” düşüncesi var. Bunu sembolize eden insanlar da var. Birkaç gün önce bir televizyon kanalında bir hanımefendi, nasıl insan katliamı yapacağına dair konuşma yaptı. Kimse bir şey demedi. Dava açılmadı, hesap soran olmadı.”

SİYASİ İKLİMDEN CESARET ALIYOR: “Açıkçası ben bu kişilerin siyasi iklimden cesaret aldıklarını düşünüyorum. Bunu oluşturan iklimin var olduğunu siyasetçilerin, önce ülkeyi yönetenlerin görmesi lazım. Acaba nerede yanlış yapıyoruz diye bir muhasebe yapmaları gerekiyor. Acaba bizim üslubumuzdan kaynaklanıyor olabilir mi? Türkiye bundan hoşnut değil. Biz de bundan hoşnut olunmadığını gördüğümüz için bu siyasi hareketi oluşturduk. Bizim en önemli ilkelerimizden bir tanesi siyasetin dilini ve üslubunu değiştirmek. Türkiye bu siyaset dili ve üslubuyla bir yere varamaz.”

90’LI YILLARA DÖNÜLDÜ: “Devlet örgütü mafya ile mücadele örgütüdür. Suç örgütlerinden yakın olanları himaye eden bir devlet mekanizması tahayyül edilebilir mi? Ama bunlar televizyon dizilerinde bile teşvik ediliyor. Gençlik bu istikamete yönlendiriliyor. Gerçekten de mafya lideri olanlar ağzına geleni söylüyor, bir Allah’ın kulu bir şey söylemiyor. Geziyor, dolaşıyorlar rahatça. Bunların devlet adabıyla, devlet anlayışıyla örtüşmesi mümkün değil. Böyle değildi bu işler. Bir anda yeniden adeta 90’lı yıllarda yaklaşıma her açıdan dönmüş olduk. Bu gidişatı doğru bulmuyoruz.”

DİNDARLARIN ESAMİSİ OKUNMAYACAK: “Ben de dindar bir insanım, dindar bir seçmenim. Eğer kendimize çekidüzen vermezsek dindar insanlar olarak, bu gidişatı yanlış bulmazsak inanın önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin dindar insanlarının Türkiye’nin siyasetinde, ekonomisinde, sosyal hayatında hiç esamisi okunmayacak. Selam bile vermeyecek birçok insan. Neden? Güven kaybı yüzünden. Sadece dindarların değil herkesin üslubunu, kendisini gözden geçirmesi gerekiyor. Bizim üç ölçümüz var: birlikte çalıştığımız insanlar etrafta iyi insanlar olarak bilinsinler; yaptıkları işi iyi yapsınlar, demokrat insan olsunlar.”

 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER