A3 Haber

101 yıl sonra 19 Mayıs’ı anmayı ve kutlamayı hak edebilmek

101 yıl sonra 19 Mayıs’ı anmayı ve kutlamayı hak edebilmek

101 yıl sonra 19 Mayıs’ı anmayı ve kutlamayı hak edebilmek
Mayıs 19
12:03 2020

19 Mayıs, bir ilk adım… Tam 101 yıl önce, yaşadığımız topraklarda emperyalist işgale karşı mücadelenin en kritik adımlarından biri. Peki 101 yıl sonra Türkiye, emperyalizmin belirleniminden kurtuldu mu? Emperyalist NATO’nun sadık üyesi, uluslararası tekellerin at oynattığı, stratejik önemdeki kamusal varlıkların bile satılıp savıldığı bir Türkiye’de 19 Mayıs’ta neyi anımsamak, neyi kutlamak gerekiyor?

19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye’nin ulusal kurtuluş mücadelesinin liderliğini yapan Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçişinin sembolü. Yani bir ilk adım. Dolayısıyla tarihsel bir öneme sahip.

Ve yine 19 Mayıs, aslında Osmanlı’nın kurtarılması için değil, yeni bir kuruluşun gerçekleşmesi, yepyeni bir ülkenin kurulması için atılan bir ilk adım.

Mustafa Kemal bundan 101 yıl önce Samsun’a çıkarken, çürümüş ve köhnemiş Osmanlı’yı işgal ordularından kurtarmayı değil; emperyalist işgale karşı savaşıp yepyeni bir ülkeyi, laik cumhuriyeti kurmayı düşünüyordu. Bir devrimci gibi düşünüp davranıyordu ve öyle de oldu.

Milli Mücadele 19 Mayıs’ta atılan ilk adımla başladı, Kurtuluş Savaşı’yla sürdü, laik bir cumhuriyetin kuruluş ilanıyla taçlandı.

Bugün işte o kritik, önemli ve değerli tarihin yıldönümü: Kutlu olsun.

Bugünse 19 Mayıs 2020… O ilk adımın üzerinden tam 101 yıl geçti. Ve bu 101 yıla baktığımızda cumhuriyete ihanet edenler, Amerikancılar, tarikatçılar, laiklik düşmanları, köhne ve çürümüş Osmanlı’yı hortlatmaya çalışanlar, ülkenin tüm kamusal varlıklarını sömürüp kendilerine rant ve kâr edenler bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimizin önünden.

Bugün çok sayıda kutlamaya, törene, mesaja, konuşmaya tanıklık edeceğiz. Çoğu da AKP iktidarının sahipleri, temsilcileri tarafından dile getirilecek.

Hem monarşik Osmanlı’yı hayırla anıp, neo Osmanlıcı hayaller kurup, “şanlı ecdat” edebiyatı yapıp hem de 19 Mayıs kutlanabilir mi?

Hem ülkenin stratejik kamusal varlıklarını ve zenginliklerini türlü çeşitli mekanizmalarla uluslararası tekellere ve dev sermaye gruplarına peşkeş çekip hem de emperyalist işgalden kurtuluşun ilk adımı olan 19 Mayıs anılabilir mi?

Hem ülkeyi tarikatlar, şeyhler, şeriatçılar ülkesi haline getirip, laikliğin ruhuna fatiha okuyup hem de laik cumhuriyetin ilk adımı olan 19 Mayıs için “fiyakalı laflar” edilebilir mi?

Kelimenin tam anlamıyla ikiyüzlülük, sahtekarlık.

19 Mayıs’ı anmayı ve kutlamayı hak etmek gerekiyor. Amasız fakatsız bir biçimde laikliği savunarak, sosyal hukuk devleti anlayışına sahip çıkarak, kamucu ve dayanışmacı bir zihniyeti güçlendirerek, aydınlanma felsefesine sarılarak… Bu değerleri ve kavramları savunmadan, eşitlik ve özgürlük mücadelesi vermeden 19 Mayıs’ı anmak, kutlamak nostaljiden öteye gidemez.

Mesele 19 Mayıs’ın felsefesine sahip çıkmak, o anlayışı içselleştirmek, bu yolda mücadele etmek… 19 Mayıslar ancak o zaman hak edilebilir.

 

 

 

 

 

 

About Author

Ahmet Çınar

Ahmet Çınar

Related Articles

TÜM HABERLER