CHP’nin hukukçu milletvekilleri, İzmir Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı. Kampüsün depremden etkilendiğini belirten Tezcan, depremin etkilediği İzmir’in Bayraklı ilçesinde, çok sayıda avukatlık bürosunun hasar gören binaların içinde yer aldığını, binalara girmenin mümkün olmadığını, bu nedenle İzmir Adliyesi’nde görülen davaların “yargı sürelerinin durdurulması” gerektiğini savundu.

CHP heyeti, İzmir Adalet Sarayı önünde basın toplantısı düzenledi.

Depremin, Bayraklı’da bulunan İzmir Adliyesi çevresindeki avukatlık bürolarında ciddi hasara yol açtığını kaydeden CHP PM üyesi Bülent Tezcan, pek çok adliye personeli ve avukatın da depremden psikolojik olarak etkilendiğine işaret etti.

Adalet hizmetinin sağlıklı yürüyebilmesi için TBMM’de bir kanun değişikliği yapılması gerektiğini ifade eden Tezcan, benzer bir tedbirin yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadele kapsamında alındığını anımsattı.

Tezcan, şöyle konuştu:

“Avukatlar bürolarına giremiyorlar. UYAP’ı kullanmakta sıkıntı yaşanıyor. Adliye personeli adliyede çalışma noktasında kaygılı, işin ve işlemlerin fiziken yapılması zor.

Psikolojik olarak adalet mekanizmasındaki avukat, savcı, sanık ve hakimlerin bu konuda tam bir moralle sürece sahip çıkabilmeleri çok zor. TBMM’nin, hızla, bu süreçte yaraların sarılması adına adalet hizmetinin doğru yürüyebilmesi, eksiksiz ve sağlıklı olması için adliyede, hukukta işleyen sürelerin durdurulması yönünde bir kanun değişikliği yapmasına ihtiyaç var.” dedi.

Tezcan, CHP grubu olarak bu konuda bir çalışmayı parlamentoya sunacaklarını, diğer siyasi partilerden de destek beklediklerini vurguladı.

“Deliller toplanmalı”

Diğer yandan depremle ilgili soruşturmanın ivedi bir şekilde başlatılması gerektiğine de dikkati çeken Tezcan, delillerin toplanması, yıkılan binalardan demir, beton ve diğer numunelerin alınması, bilirkişi heyetlerinin bunları incelemesi gerektiğini aktardı.

Sorumluların, ihmallerinin hesabını vermesi gerektiğini dile getiren Tezcan, “Bu konuda soruşturma makamlarının dikkatli ve özenli çalışması, bundan sonraki yargı sürecinin temelini teşkil edecektir.” değerlendirmesinde bulundu.