A3 Haber

Biden döneminde ABD’yi, Türkiye’yi ve dünyayı neler bekliyor?

Biden döneminde ABD’yi, Türkiye’yi ve dünyayı neler bekliyor?

Biden döneminde ABD’yi, Türkiye’yi ve dünyayı neler bekliyor?
Kasım 09
07:49 2020

ABD Başkanlık Seçimleri’nin galibi Demokrat aday Joe Biden oldu. Bu zafere sevinenler Biden’ın geçmişini tamamen yok saydıkları gibi, savaşlarla ve polis cinayetleriyle dolu Obama dönemini de temizlemeye çalışıyor. ABD güvenlik teşkilatlarının ve NATO’nun favorisi olan Biden’la dünyayı zor zamanlar bekliyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın seçimleri kaybettiği ve Demokrat aday Joe Biden’ın seçimi kazandığı kesinleşti.

Trump döneminin sona ermesi ve Biden’ın gelecek ABD Başkanı olması kimi çevrelerce tuhaf bir sevinçle karşılanıyor. Buna karşın Biden’ın sicili pek de temiz değil.

Biden azınlıkların başkanı mı?

ABD’nin yeni başkanı olacak olan Joe Biden, her ne kadar Trump karşısında “azınlıkları temsil etme” iddiasında olsa da, bu konuda geçmişi çok karanlık ve uzun.

Biden, 1980’lerde özellikle siyahlar arasında başlayan “taş kokain” salgını sırasında “uyuşturucuya karşı mücadelesi” ile ünlenmişti. Biden’ın bu dönemde desteklediği politikalar siyahların orantısız olarak cezalandırılmalarına ve hapsedilmelerine neden oluyordu. Biden ayrıca politikalarıyla özel hapishanelerin ve polis teşkilatının hapse atılan mahkumlardan ve uzun mahkumiyetlerden kazanç sağlamalarına yol açtı. Sonrasında taş kokain salgının arkasında ABD istihbarat kuruluşu CIA’in bulunduğu ortaya çıkacaktı, CIA Nikaragua’da desteklediği kontraları finanse etmek için ABD’ye uyuşturucu taşımalarına aracı oluyor, sonrasında bu uyuşturucular siyah mahallelerinde satılıyor, uyuşturucu bağımlısı yapılan siyahlar hapse atılıyordu. (Bu konuda detaylı bilgi için gazeteci Gary Webb’in “Dark Alliance” çalışması incelenebilir.)

Daha yakın geçmişe gelirsek Trump döneminde masumlaştırılmaya çalışılan eski ABD Başkanı Barack Obama zamanında ABD Başkan Yardımcılığı yapan Biden, bu dönemde de güvenlik teşkilatlarının ırkçı politikalarının destekçisi olmuştu. Obama döneminde, Trump zamanında yaşanan George Floyd cinayetine çok benzer bir olayda, New York polisi Eric Garner’ı boğarak öldürmüştü. Garner’ın son sözleri “Nefes alamıyorum” olmuş, bu sözler sloganlaştırılarak kapsamlı eylem yapılmıştı.

Guardian tarafından kurulan The Counted veri tabanına göre, parlatılmaya çalışılan Obama-Biden döneminin yalnızca bir senesinde, 2015 yılında ABD’de bin 146 kişi polis tarafından öldürüldü. Bunların büyük bölümü azınlıklardandı.

Kısacası Trump, ABD’de ırkçılığın “akut” bir halini temsil ederken, Biden sorunun çok daha sistematik ve kötücül, “kurumsal” halini temsil ediyor. 77 yaşındaki Biden, uzun siyasi kariyeri boyunca azınlıkları hedef alan sayısız karara imza attı.

Biden dış politikada neler yapacak?

1973’den 2009’a kadar 36 yıl senatörlük yapan, sonrasındaysa Obama döneminde başkan yardımcılığında bulunan Biden, bu süre boyunca ABD dış politikasının bütün “günahlarına” bir yerinden dahil oldu. Libya’ya 2011 yılında yapılan müdahale sonucu başlayan ve hala süren savaş, Suriye’de “rejim değişikliği” amacıyla cihatçıların silahlandırılması, Afrika’da kurulan “gizli” ABD üsleri bunların sayısız örnekleri arasında.

ABD’nin yeni başkanı olacak olan Biden, her ne kadar İran’la nükleer anlaşmaya yeniden dahil olacağını açıklasa da, bunun da ardında Obama döneminde izlenen kimi saldırgan stratejilere dönüş isteği yatıyor. Obama döneminin İran stratejisi, İran’la savaşın gerçekçi bir ihtimal olmadığını kabul ederek, İran’ı “barışçıl” şekilde dönüştürmeyi ve Rusya’yı izole etmeyi amaçlıyordu.

Biden’ın dış politikada izleyeceği hat, Doğu Avrupa ve Ortadoğu’da Rusya’yla mücadeleyi hedefliyor. Bunun için İran’la yapılan diplomasiyle İran-Rusya-Suriye ekseninin zayıflatılmasını amaçlıyor. İran’la görüşmeleri yeniden başlatmayı savunan Biden’ın, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın devrilmesini istemesi ve İsrail’le yakın ilişkileri de bu hedefin diğer kanıtları.

Trump’ın sözde “NATO karşıtlığı”nın aksine Biden ABD’nin “eski ittifaklarını canlandırmayı” hedefliyor, bu hedef nihayetinde ABD’nin Çin ve Rusya’ya karşı daha kapsamlı bir blok oluşturmaya çalışacağı anlamına geliyor. Biden politikalarıyla birlikte ABD Afrika ve Latin Amerika başta olmak üzere pek çok bölgede Çin’le karşı karşıya gelecek. Biden’la geçecek dört yılın sonunda Trump’ın Çin’e karşı yürüttüğü “ticaret savaşı” ılımlı bile kalabilir, nihayetinde Trump’ın Çin politikası “keyfi” olarak değil, artan rekabetin dayatması sonucu tercih edilmişti.

ABD-Türkiye ilişkilerinde neler değişecek?

Joe Biden, ABD Başkanlık Seçimleri öncesinde Erdoğan’ı “darbeyle değil seçimle devireceğini” söyleyerek gündem olmuştu.

Biden konuşmasında Erdoğan’la “çok vakit geçirdiğini” söyleyerek şunları kaydetmişti:

“Buna yanıtım, rahatlık seviyemin çok düştüğüdür. Erdoğan’la çok vakit geçirdim. Yönetimimizdeki herkesten daha çok, çünkü Erdoğan benim İslam karşıtı olmadığımı düşündüğü için yalnızca benimle konuşabileceğine inanıyordu. Erdoğan seçildiğinde NATO’da yaptığım konuşmayı hatırlayın, ‘Ulaşmanız gerekiyor. Bu başka bir müslüman ülkeyi yanımıza getirmek için bir fırsat’ demiştim. Avrupa’daki diğer ülkelerin neden bu şekilde davrandıklarını biliyorsunuz, ilk seçimden sonra ona ulaşmamışlardı.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı sevmese bile Biden kuşkusuz Ortadoğu’da “oyun kurmak” için Türkiye’ye ihtiyaç duyacağını biliyor ve buna göre hareket etmemesi düşünülemez. Suriye’de Esad’ı devirmek, Libya’da Rus varlığına karşı koymak, İsrail’in bölgedeki varlığını “normalleştirmek” gibi hedefler Biden-Erdoğan ittifakına duyulan gereksinimi gösteriyor. Biden, Erdoğan’ı ittifaka ikna etmek için pek çok farklı yol izleyebilir. Ancak nihayetinde Biden’ın “canlandırmak” istediği eski ittifaklar arasında ABD-Türkiye ittifakı da bulunuyor.

Son olarak, Biden neyin başkanı olacak?

Biden’ın kimi “ilerici” açıklamaları ya da yardımcısı Harris’in ilk kadın ABD Başkan Yardımcısı olacak olması gibi detaylar sıklıkla ana akım medya ve kimi liberaller tarafından öne çıkartılıp parlatılıyor.

Ancak bu “detaylar” Biden ve Harris’in nihayetinde ABD’li silah şirketlerini, kimya şirketlerini, sermaye gruplarını, ABD istihbarat kuruluşlarını ve polis teşkilatını temsil ettiğini ve bunlar adına karar alıp yöneteceği gerçeğini değiştiremiyor. Örneğin Biden’ın “iklim değişikliği” politikası kazındığında arkasından ABD-Çin enerji rekabeti çıkabiliyor veya sürekli gülümseyen fotoğraflarıyla öne çıkartılan Harris’in Kaliforniya’daki savcılık geçmişi incelendiğinde kendisine karşı yöneltilen sayısız adaletsizlik suçlaması görülebiliyor.

Trump’ı “göçmenleri kafeslere kapatmakla” suçlayan Biden’ın kullandığı kimi fotoğrafların Obama-Biden döneminden olduğunu hatırlamakta yarar var. Aşağıdaki fotoğraflar “canavar Trump-Pence” değil, “iyi yürekli Obama-Biden” dönemindenler ve bize Biden’ın “temiz bir sayfa” değil, “kirli bir geçmiş” olarak görülmesi gerektiğini hatırlatıyorlar.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER