A3 Haber

Prof. Tufan Tükek: Yüzlerce hasta takip edildi Covid-19’un bir etkisi daha ortaya çıktı

Prof. Tufan Tükek: Yüzlerce hasta takip edildi Covid-19’un bir etkisi daha ortaya çıktı

Prof. Tufan Tükek: Yüzlerce hasta takip edildi Covid-19’un bir etkisi daha ortaya çıktı
Ocak 28
11:13 2021

İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Tufan Tükek, “Özellikle kadın hastalarımızda saç dökülmesi sorununa yüzde 10’lara varan bir oranda rastlamaya başladık” dedi.

Geçtiğimiz hafta İngiltere’de yapılan bir çalışmanın ilk verileri dünya medyasında da gündem oldu. İngiltere Ulusal İstatistik Bürosu (ONS) ve Leichester Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü araştırmada, koronavirüs atlatan 47 bin 780 hastanın verileri incelendi.

Çalışmada, hastaların yaklaşık yüzde 30’unun (14 bin 140 kişi), hastalığı atlattıktan sonraki 140 gün içinde tekrar hastaneye yatırıldığı gözlendi. Amerika’daki Michigan Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve sonuçları geçtiğimiz ay saygın tıp dergisi JAMA’da da yayınlanan başka bir çalışmada ise Mart-Haziran ayları arasında koronavirüs nedeniyle hastanede yatarak tedavi gören ve taburcu edilen bin 775 hasta izlendi. Hastaların yaklaşık yüzde 27’sinin iki ay içerisinde tekrar hastaneye yatırıldığı belirlendi.

Dokuz ayda 3 bin 300 hasta takip edildi

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde Mayıs ayından bu yana hizmet veren “Kovid İzlem Merkezi”nde yaklaşık dokuz aydır izlenen 3 bin 300 hastanın verilerine dayanarak önemli bilgiler veren Dekan Prof. Tufan Tükek, “Dünyadaki çalışmalara baktığımızda yeniden hastaneye yatış oranlarının çok yüksek olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise Covid-19’a bağlı yeniden hastaneye yatış oranları o kadar yüksek değil. Sağlık sistemi ve (tedavi) algoritmalara çok güzel uyulması, belli bir tedavi protokolünün uygulanması ile ilgili. Taburcu olduktan sonra belli süre içerisinde kötüleşip tekrar hastaneye yatış oranlarımız en fazla yüzde 5-10 düzeyinde” dedi.

Prof. Tükek, yeniden hastaneye yatışların bizde bu kadar düşük oranda seyretmesinin Türkiye’deki tedavi başarısıyla da ilgili olduğunu vurgulayarak “Tedavi uyumu, yani hem hastaların da buna uymuş olması, hem de hastanelerin hastaları gerçekten etkin izlemi ve takip etmesiyle bu kadar uzun süreli ve kronik sorunlar görmüyoruz biz hastalarda. Yani bu konuda dünya ile orantılı değil bizdeki sonuçlar” diye konuştu.

“Görülen semptomlar arasında değişiklikler oldu”

Geçtiğimiz Mayıs ayında açılan Kovid İzlem Merkezi’nde takip edilen 3 bin 300 hastadan elde ettikleri verilere de değinen Prof. Tükek, “Bunlardan 1300-1400 kadarı, son 6 aylık kontrollerini tamamlamış durumda. İlk zamanlarda en çok görülen semptomlarla ikinci dönem görülen semptomlar arasında da değişiklikler olduğunu fark ettik. Değişen tedavi protokollerinin de katkısıyla bu farklılaşma oldu. En çarpıcı özellik, tedaviye kortizon eklenmesiyle oldu. İkinci dalgada, ilk dönemde gördüğümüz akciğerdeki o uzun süre devam eden problemlerin azaldığını fark ettik. Özellikle akciğer grafisinde gördüğümüz akciğer dokusundaki fibrotik değişimlerin (doku sertleşmesi) azaldığını gördük. Yani Favipiravir, kortizon ve kan sulandırıcı tedavisi alan hastalarda birinci döneme göre akciğer yönünden oldukça iyileşme olduğunu gördük” diye konuştu.

Covid-19 tedavisi görmüş hastalarda yakın zamanda gözlemlenen en ilginç bulgulardan birinin de saç dökülmesi olduğuna işaret eden Prof. Tükek, bunun nedeninin henüz tam olarak tespit edilemediğini belirtti. Tükek, “Özellikle kadın hastalarımızda saç dökülmesi sorununa yüzde 10’lara varan bir oranda rastlamaya başladık. Altında yatan farklı mekanizmalar olabilir diye düşünerek demir eksikliği anemisi ve hipotiroidi de araştırdık. Ama bunların da olmadığını gördük. Bunlar yokken bile saç dökülmesi oluyordu. Bir de nedenini tespit edemediğimiz sırt ağrıları en çok gördüğümüz ikinci semptom. Gerçekten 3 aydır devam eden ve yüzde 10 civarı hastamızda izlediğimiz bir sırt ağrısı yakınması dikkat çekiciydi. Bunun da tam olarak neden olduğunu açıklayamıyoruz. Yani o bölgenin görüntülemelerinde de herhangi bir sorun yok” dedi.

“Covid-19 geçirenlerde damar tıkanıklığı riski”

En önemli sorunlardan birinin de Covid-19 geçiren hastalarda yükselen damar tıkanıklığı riski olduğunu anlatan Prof. Tükek, bunda, taburcu olan hastaların bazen bir buçuk ay boyunca devam etmesi gereken kan sulandırıcı tedavisine yeterince uyum sağlamamasının da etkili olduğunu vurguladı. Tükek, “Kan sulandırıcı tedaviler uygun bir şekilde hastalara verildiğinde bunun azaldığını gördük. Ama zaman zaman maalesef bu unutuluyor ya da hastalar tedaviye yeterince uymuyor. Bu ilaçları uygun süre kullanmayanlarda beyin damar tıkanıklıkları, kalp damar tıkanıklıkları ve bacak damar tıkanıklıkları çok daha fazla görülüyor. 1-1,5 ay bu kan sulandırıcılara devam edilmesi gerekebiliyor. Hastalar bu anlamda iyi takip edilmediğinde gerçekten bu tip sonuçlar gözlemliyoruz. Bu da aslında hastanın hayatını daha sonraki dönemlerde tehdit eden bir durum. Felç geçirebilir, akciğer embolisi gelişebilir, akciğerde uzun süreli kalıcı sorunlara neden olabilir” diye konuştu.

Covid-19 salgınının, sadece virüsün etkisiyle değil, kısıtlamalar nedeniyle de sedanter (hareketsiz) bir hayata geçilmesi sonucu, önümüzdeki süreçte kalp damar hastalıklarında ciddi bir artışa yol açacağını düşündüğünü söyleyen Prof. Tükek, şöyle konuştu: “Maalesef bu süreçte çoğu insan hem hareketsiz bir hayata geçti hem de ev ortamında sağlıklı beslenmeyi göz ardı etti. Hareket azlığı ve bu sağlıksız beslenmenin yaratmış olduğu riskin yanı sıra kaygı ve stresin yaratmış olduğu anksiyete de var. Covid-19 hastalarında anksiyete de çok sık görülüyor uzun vadede. Tüm bunları birleştirdiğimizde, 1-2 sene sonra kalp hastalıklarında patlama olması kaçınılmaz. Kardiyologlara çok iş düşecek önümüzdeki süreçte.” (DHA)

About Author

Uğraş Vatandaş

Uğraş Vatandaş

Related Articles

TÜM HABERLER