A3 Haber

Askerlerin “terörist” sanıp katlettiği Yusuf Akın dosyasında AYM’den emsal karar

Askerlerin “terörist” sanıp katlettiği Yusuf Akın dosyasında AYM’den emsal karar

Askerlerin “terörist” sanıp katlettiği Yusuf Akın dosyasında AYM’den emsal karar
Ocak 19
19:43 2022

Mardin’in Nusaybin ilçesinde 20 Aralık 2011 yılında Yusuf Akın’ın “Hiltiyi silah sandık” diyen askerler tarafından katledilmesine ilişkin “yaşam hakkı”na yönelik ihlal ve yeniden yargılama kararı verdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Mardin’in Nusaybin ilçesindeki Heybeli köyünde 20 Aralık 2011 akşamı asker tarafından vurulan 2 köylü hakkında yapılan başvuruda, yaşam hakkının maddi ve usul boyutlarının ihlal edildiğine hükmetti. Yeniden yargılama yapılması için kararın bir örneğini Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderen AYM, başvurucular Fatma Akın ve Mehmet Eren’e ayrı ayrı 175 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

“Termal kameralardan izledik”

Operasyona katılan ekipteki üsteğmen Y.T.K., olaydan bir gün sonra alınan ifadesinde, kendilerine tabur komutanları tarafından “Heybeli köyündeki bir evde birden fazla terörist olduğu” bilgisi geldiğini ve operasyona çıkma emri verildiğini söylemişti. 15 kişilik bir ekip olarak yaya olarak akşam 20.30 sıralarında köye gittiklerini belirten Y.T.K., o civarda bulunan kule üzerindeki termal kameralar sayesinde evin karakoldan izlendiğini ve kendilerine 2 kişinin dışarı çıktığı bilgisinin geldiğini ifade etmişti. Bu bilgi üzerine yanında bulunan termal kameradan evden çıkan 2 kişiyi izlediğini söyleyen Y.T.K., öldürülen köylülerden birisinin elinde şekli silaha benzeyen bir şey olduğunu ve bu bilgiyi öncü gruba telsizle bildirdiğini anlatmıştı. Öncü grupta 3 uzman çavuş ve 1 jandarma başçavuşun bulunduğunu söyleyen Y.T.K., sonrasında silah sesleri duyulduğunu, silah seslerinin ardından 2 köylüden birinin hareketsiz şekilde yattığını, diğerinin yaralı olarak kendilerine yaklaşarak yardım istediğini söylemişti.

“Hiltiyi silah sandım” savunması

Y.T.K., sonrasında yaşananları, “Y.A. (Yusuf Akın) denilen şahsın hareketsiz vaziyette, başından yaralı olarak yerde yattığını gördüm. Hemen yakınında da hilti denilen bir inşaat aleti vardı. Onu görünce daha önce termal kameradan silah olarak düşündüğüm şeyin aslında bir hilti olduğunu anladım. Hemen 112 acil servisini aradık. Çok geçmeden komşu köy olan Göllü köyünden bazı vatandaşlar olay mahalline geldiler. Yaralı şahısları oradaki şahsi araçlara nakledip hastaneye yönlendirdik” iddialarında bulunmuştu.

Öncü grupta yer alan 3 uzman çavuş ve 1 jandarma başçavuşu ise verdikleri ifadelerde “dur” ihtarında bulunduklarını ve kendilerine karşıdan ateş edildiğini, bu ateşe karşılık verdiklerini söylemişlerdi.

Kime oy verdiği sorulmuş

Hastaneye kaldırılan inşaat ustası Yusuf Akın kurtarılamazken diğer yaralı Mehmet Eren tedavisinin ardından taburcu edilmişti. Yusuf Akın’ın otopsisinde birisi alnından, ikisi şakak kemiğinden olmak üzere vücuduna 3 merminin isabet ettiği belirlendi. Yusuf Akın’ın eşi Fatma Akın, 24 Ocak 2012’de Cumhuriyet Savcılığı’nda verdiği ifadesinde, eşinin pusuya düşürülüp, öldürüldüğünü söylemişti. Fatma Akın., eşinin olaydan iki ay kadar önce Göllü Jandarma Karakolu’na çağrıldığını, seçimde kime oy verdiğinin sorulduğunu ve askerler için maaşlı çalışmasının teklif edildiğini, ancak eşinin teklifi kabul etmediğini belirtmişti.

Dört askere kamu davası

Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü soruşturmada, Yusuf Akın’ın ölümü ve Mehmet Eren’in yaralanmasıyla ilgili, öncü grupta bulunan 3 uzman çavuş ve 1 jandarma başçavuşu hakkında “taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan kamu davası açılması için fezleke hazırlayarak Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermişti. Operasyona katılan diğer 11 asker için ise kusurları bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.

“Durun dememize rağmen ateş edildi”

Ceza mahkemesinde açılan davada dinlenen Mehmet Eren, evdeki tesisat işlerinin saat 20.00 sıralarında bittiğini, evden çıkarken Yusuf Akın’ın elinde hilti ve el feneri olduğunu, Yusuf Akın’a ait minibüse yaklaşırken önce üç el silah sesi, ardından da seri silah sesleri duyduğunu söylemişti. “Durun, ateş etmeyin” diye bağırmasına rağmen kendilerine ateş edilmeye devam edildiğini belirten Eren, yardıma gelen köylülere de askerler tarafından, “El fenerlerini söndürün. Burayı terk edin yoksa sizi de öldürürüz” denildiğini ifade etmişti.

Teknik imkanlar gerekçesi

Ceza mahkemesi, 20 Aralık 2016 tarihinde sanıklara ceza verilmesine gerek olmadığına karar vermişti. Mahkeme gerekçesinde termal kameradan hiltinin silah sanılmasının sebebinin “teknik imkanlar” olduğuna değinerek, “Sanıkların eylemlerinin taksirle öldürme suçunu oluşturmayacağı, sanıkların eylemlerini kusurluluk ortadan kaldıran hataya düşülmesi nedeniyle gerçekleştirdikleri anlaşıldığından haklarında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir” denilmişti.

AYM kararı

Başvurucuların istinaf başvurusu da 23 Şubat 2017’de reddedilmişti. Öldürülen Yusuf Akın’ın eşi Fatma Akın ve olayda yaralanan Mehmet Eren, 6 Haziran 2017 tarihinde ayrı ayrı AYM’ye başvurdu. AYM, başvuruyla ilgili kararında yaşam hakkının maddi ve usul boyutlarının ihlal edildiğine, yeniden yargılama yapılmasına ve Fatma Akın ve Mehmet Eren’e ayrı ayrı 175 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER