A3 Haber

AKP-MHP’nin TBMM’ye sunduğu yeni seçim yasası teklifine tepki yağdı: “Biz kazanalım” diye hazırlanmış

AKP-MHP’nin TBMM’ye sunduğu yeni seçim yasası teklifine tepki yağdı: “Biz kazanalım” diye hazırlanmış

AKP-MHP’nin TBMM’ye sunduğu yeni seçim yasası teklifine tepki yağdı: “Biz kazanalım” diye hazırlanmış
Mart 15
08:50 2022

AKP-MHP’nin ortak hazırlayıp dün TBMM’ye sunduğu yeni seçim yasası, eleştirilerin hedefinde. Gazeteciler, kamuoyu araştırmacıları, yazarlar, yeni seçim yasasının AKP-MHP ittifakı lehine hamleler içerdiğini, haksız ve adaletsiz olduğunu vurguladılar.

Diken’den Altan Sancar’a açıklamalarda bulunan HDP Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Mehmet Ruştü Tiryaki, seçim barajının düşürülmesini MHP’nin oylarındaki erimeye bağladı. Tiryaki’ye göre ittifak sistemine müdahalenin nedeni ise az oy alan siyasi partilerin oylarının ittifaka yansımasını engellemek.

Seçim barajının yüzde 10’dan 7’ye düşürülmesi, seçime girme yeterliliğinde Meclis’te grup olma şartının kaldırılması gibi değişiklikleri içeren düzenlemedeki en tartışmalı madde ise ittifakların milletvekili sayılarını belirleme sürecine ilişkin teklif. Teklif kabul edilir ise seçim bölgelerinde ittifaklar üzerinden alınan “artık oylarla” milletvekili çıkarılamayacak.

HDP’li Tiryaki’ye göre AKP ve MHP altılı bir ittifak durumunda DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’nin getireceği oyların önüne geçmek istiyor.

Teklifin kâğıt üzerinde olduğunu ve sonuçlarının öngörülemeyeceğini söyleyen Tiryaki, AKP ve MHP’nin 2018 yılındaki seçim sonuçlarını esas aldığını söyledi.

Tiryaki şunları kaydetti:

  • İttifaktaki partilerin aldığı oylar üzerinden vekil dağılımı hesaplanacak. En çok oy alan siyasi partinin daha fazla vekil çıkarmasını sağlayacak bir sistem. Bunların tamamı kâğıt üzerinde ve sonuçlarının ne olacağını şimdiden öngörmek kolay değil. Bir siyasi parti geçmiş seçim sonuçlarını göz önüne alarak böyle bir değişiklikle çıkar elde edeceğini umabilir ama böyle olmayabilir. 2018 yılındaki seçim sonuçlarına bakarak bir hazırlık yapılmış, demokratik bir düzenleme filan değil. Sonuç da bekledikleri gibi olmayabilir. Zira ittifak sistemi cumhur ittifakında daha çok millet ittifakının işine yaramıştır.
  • Yapmak istedikleri şey, ittifak içinde daha az oy alan siyasi partilerin vekil çıkarmasının önüne geçmek. Altılı bir ittifak olursa, DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat Parti’nin getireceği oyların önüne geçmek istiyorlar. İttifak sistemi içinde görece az oy alan siyasi partilerin oylarının ittifaka yansımasını istemiyorlar.
  • İttifak içindeki oy dağılımını da değiştiriyorlar. Toplam oylar üzerinden vekil dağılımı yapıldığı için, CHP’nin daha fazla vekil çıkardığını düşünüyorlar. Bu değişlikle bunun önüne geçmek istedikleri söyleniyor. Kâğıt üzerinde değişiklikse oylarını arttırmadan seçim sonuçlarını kendi lehlerine değiştirmek istiyorlar.

“Seçim kurulu başkanlarının da teminatı ortadan kaldırılıyor”

Tiryaki, seçim kurulu başkanlıklarına kıdemli hakimler yerine, birinci sınıf hakimlerden kurayla isim belirlenmesinin teklif edilmesini de eleştirdi.

İktidarın görev almasını istediği isimlerin göreve gelmesi için müdahaleye açık bir sistem getirdiğini dile getiren Tiryaki ilgili maddeyi şöyle değerlendirdi: “En kıdemli hâkim kim ise seçim kurulunda o isim görev yapar ki bu bir anlamda yargıç güvencesidir. Bunu değiştirerek, birinci sınıf hâkimler arasında kurayla belirlemeyi istiyorlar. Görev almak istemeyenler de kuraya tabi tutulmayacak. İkisini bir arada düşündüğümüzde, görev almasını istemedikleri kişiye tehditle etki etmeleri mümkün olacak. Türkiye’de hâkim güvencesi olmadığı için bunu rahatlıkla yapabilir. Geçici bir maddeyle de 2022 Ocak ayında belirlenen ve 2024’e kadar görev yapacak hâkimlerin görevlerinin sona ermesini sağlamak istiyorlar. Bu madde olmasa hâkimlik yaptıkları sürece kimse onları oradan alamaz. Kısacası şu anda görevde olan seçim kurulu başkanlarının da teminatı ortadan kaldırılıyor.”

Muhtarlık seçimlerine ilişkin düzenlemenin de seçme hakkına müdahale olabileceğini söyleyen Tiryaki, mevcut sistem ile teklif arasındaki farkı şöyle anlattı: “Muhtarlık seçimlerinde, adaylık başvurusu gerekli görülmüyor. Siz muhtar olmak istiyorum demeseniz bile birileri sizin adınızı yazabilir. Başvuru olmadığı için kimlerin koşulları taşıdığı bilinmiyor. Bu nedenle seçim sonrası itirazlar oluyor ve çok sayıda isim görevden alınıyor. Şimdi seçildikten bir ay sonra belgeleri toplayıp götürmesini istiyorlar. Eğer yeterliliğe sahip değil ise ondan sonra en çok oy alan isme geçecek. Bu durumun ciddi sakıncaları var. Bir mahallede 10 bin oy kullanıldığını düşünelim, 9 bin oy alan adaya karşı 600 ve 400 oy alan adaylar çıktı. Siz bir ay içinde seçilme yeterliliğini kanıtlayamaz iseniz, muhtarlık hakkınız sizden sonra en fazla oyu alan isme geçiyor. Mevcut sistemde ise bir kişi seçilme yeterliliğine sahip değil ise ihtiyar heyetine mazbata verilir ve seçim yenilenir. Burada seçme hakkına bir müdahale var.”

Teklifin bütününde MHP’nin baraj altı kalma ihtimalinin de göz önüne alındığını belirten HDP’li Tiryaki, ittifaka rağmen bu değişikliğe başvurulmasını psikolojik bir durum yaratma amacıyla açıkladı.

MetroPOLL kurucusu Sencar: Bir taşla üç kuş vurmak istemişler

MetroPOLL Araştırma’nın kurucu ve yöneticisi Özer Sencar, AKP ve MHP’nin hazırladığı seçim yasası teklifini bir taşla üç kuş olarak niteledi.

Sencar, Twitter hesabı üzerinden şunları yazdı: “Seçim yasası millet ittifakındaki küçük partileri CHP listelerinden seçime girmeye zorlar. Bu durumda sahip oldukları beş-altı puanlık oyun muhtemelen yaklaşık üçte biri CHP listesine oy vermeyip AKP’ye geri gidebilir. Bir diğer etkisi muhalefetin cumhurbaşkanı adayının belirlenmesini etkiler. Üçüncü önemli etkisi birçok ilde MHP adaylarının AKP listesinden seçime girmek zorunda kalması. Nasıl, bir taşla üç kuş. Bakalım ‘millet ittifakı’ bu durumdan zarar görmeden çıkmayı becerebilecek mi? Yaşayıp göreceğiz.”

Sencar daha sonra başka bir tweet daha atarak zayıflayan iktidarların seçim öncesi kanun değiştirme geleneği olduğunu söyledi.

Bunun bilinen bir durum olduğunu söyleyen MetroPOLL yöneticisi, şunları dedi: “Muhalefet başarılı bir şekilde bu oyunu bozma şansına sahiptir. Liderlerin akil ve özverili olması yeterlidir. Unutmayalım seçimin kaderini bütün bunlara rağmen cumhurbaşkanı adayları belirleyecek.”

Karar gazetesi yazarı Akyol: Hazırlanan seçim kanunu “bizi kazandırsın” düşüncesiyle hazırlanmış

Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, iktidarın hazırladığı seçim kanunu değişikliğinin muhalefetin aleyhine, iktidarın lehine olduğunu belirterek “Seçimlerin hür ve adil yapıldığına milletin büyük çoğunluğunun güvenmesi gibi yüksek felsefi ve siyasi etik değerlerden ziyade, bizi kazandırsın düşüncesiyle hazırlanmış bir kanun teklifidir bu” diye yazdı.

Bugün yayımlanan yazısında teklifi dört noktada sakıncalı bulduğuna vurgu yapan Akyol, “Teklifin, demokrasinin can damarı olan seçimleri büyük çoğunluğun güveneceği ve uzlaşmayla benimsenmiş kurallara göre değil, kendi çıkarına öncelik vererek düzenlemek istendiği açık. Teklif yasalaşırsa bugünkü AYM iptal eder mi? AYM’nin üye kompozisyonu hak eksenli hukuk anlayışından otoritenin takdir yetkisi anlayışına doğru değişmekte olduğu için emin değilim” ifadelerini kullandı.

Akyol şunları kaydetti:

Dört noktada ciddi surette sakıncalı buluyorum…

Mevcut seçim kanuna göre seçim dönemlerinde “başbakan ve bakanlar” seçim çalışmalarında resmi araçlarını kullanamazlar, resmi protokol uygulanamaz, karşılama törenleri yapılamaz… (Madde 65)

Buradaki amaç seçimlerde sadece partilerin yarışması, “devlet”in karıştırılmamasıdır.

İktidarın teklifinde, “CB sisteminde başbakan yok” denilerek bu haklı yasak sadece bakanlara uygulanıyor.

Peki, partili ve dahası parti lideri Cumhurbaşkanı?!.

Cumhurbaşkanlığı forsuyla, cumhurbaşkanlığı protokolüyle, bütün kamu kurumların cumhurbaşkanına arz edeceği saygı ve itaatle hatta gerektiğinde cumhurbaşkanlığı bütçesiyle seçim döneminde faaliyetlerde bulunabilecek!

Başbakan’ın durumundan daha ağır bir şekilde “devlet”in seçime sokulmasıdır bu! Zira CB sisteminde, başbakandan daha çok daha ileri dozda “devlet” ve “parti” aynı şahısta birleşmiştir.

Teklifine göre ittifaka giren partilerin çıkaracağı milletvekili sayısı, ittifakın oylarıyla değil, teker teker partilerin oylarıyla belirlenecek. Bunun anlamı, Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden belli bir büyüklüğe ulaşamayanların oylarını boşa çıkarmaktır.

Öyle bir durumda oransal dağılım AK Parti’ye yarayacaktır. Millet İttifakı ise alacağı toplam oydan daha az oranda milletvekili çıkarabilecektir.

Muhtemelen HDP Meclis’te kanunların kabul ve reddinde kilit parti olacaktır.

Güç hırsı nasıl bir sistem tıkanması yaratabilecek, görüyorsunuz.

Siyaset bilimci Prof. Tanju Tosun, Millet İttifakı’ndaki partilerin ortak adaylar, hatta ortak listeler hazırlamak gibi çok zor bir durumla karşı karşıya kalabileceğini belirtti. “Zaten böyle bir iktidarın adil oynamasını kimse beklememeliydi” diye de yazdı.

Görüşmemizde Prof. Tosun, sadece Millet İttifakı’ndaki küçük partilerin değil, illerde ikinci sırada gelememesi durumda MHP’nin de kaybedebileceğini, iller düzeyindeki oy dağılımın belirleyici olacağını belirtti.

Her durumda temsilde adalet daha da bozulacak.

Teklif il seçim kurullarında başkanların “en kıdemli hakim” uygulamasına son veriyor, onun yerine, birinci sınıf hakimler arasından kura çekilecek… Niye?..

AK Parti iktidarında bilinen sınav sitemleriyle atanmış yargıçlar birinci sınıf hakim statüsüne geldilerse kurada çıkıp il seçim kurulu başkanı olabilsin diye.

Diyeceksiniz ki, itiraz mercii olarak Yüksek Seçim Kurulu var…

YSK’nin nasıl bir yapılanmaya getirildiğini İstanbul seçimlerinin iptalinde gördük. Saygın anayasa hukukçularımızdan Prof. Kemal Gözler’in “Türkiye Nereye Gidiyor” adlı değerli eserinde “YSK’nın bağımsızlığı üzerine gözlemler ve değerlendirmeler” bölümü okumanızı tavsiye ederim.

Yeni bir partinin seçimlere girmesi için Grup kurmuş olması yetmeyecek, teşkilatlanma düzeyine bakılacak…

Seçime girmesi engellenmek istenen İYİ Parti bu yolla seçimlere girmişti, başka bir sürpriz istemiyor iktidar.

İktidarın kaygı boyutlarını görüyorsunuz.

Beki: Oyları dağıtma formülü peşindeler

Karar gazetesi yazarı Akif Beki, AKP ve MHP’nin hazırladığı seçim kanunu teklifini değerlendirdiği yazısında, “Seçim barajı, hangi gerekçeyle hâlâ meşrulaştırılacak! Siyaset mühendisliğinden başka ne dayanağı var! Bir de artık oyları dağıtma formülünü değiştiriyorlar. Verildikleri partiden milletvekili çıkarmaya yetmeyen oyları, kendi lehlerine bölüştürecek, aslan payını kendileri alacak şekilde” ifadelerini kullandı.

Millet İttifakı’nın oylarının Cumhur İttifakı’ndaki partilere gidecek biçimde dizayn edildiğini savunan Beki, “Temsilde adaleti tam sağlamanın önünde bir engel bırakılmadı. Sandığa atılan her oyun, Meclis’e eksiksiz yansıtılmasının önünde bir engel yok. Yine de geçerli oyların tamamı, hala milli irade doğrultusunda Meclis’e yansımayacak. Nedeni, Cumhur İttifakının siyasi çıkar hesabından başka neyle açıklanabilir!” diye yazdı.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER