A3 Haber

İzmir Yaşam Alanları Platformu’ndan çağrı: Ormanlarımızın yok olmasına neden olacak düzenlemeler iptal edilmelidir

İzmir Yaşam Alanları Platformu’ndan çağrı: Ormanlarımızın yok olmasına neden olacak düzenlemeler iptal edilmelidir

İzmir Yaşam Alanları Platformu’ndan çağrı: Ormanlarımızın yok olmasına neden olacak düzenlemeler iptal edilmelidir
Mart 21
16:34 2022

21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nde bir araya gelen İzmir Yaşam Alanları Platformu üyeleri ormanların korunması için çağrı yaptı. Yapılan açıklamada ormanların yok olmasına neden olacak düzenlemelerin iptal edilmesinin hayati önem taşıdığı ifade edildi.

21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nde bir araya gelen İzmir Yaşam Alanları Platformu üyeleri tüm canlılar için hayati önem taşıyan ormanların korunması için çağrı yaptı.

Yapılan açıklamada, ormanların, kıyıların, tüm canlıların doğal yaşam alanlarının etkili bir biçimde korunması ve yönetilmesinin dışında, hızlı bir biçimde yok olmasına neden olacak tüm düzenlemelerinde iptal edilmesinin önemli olduğuna dikkat çekildi. Orman Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılı faaliyet raporundan bahsedilen açıklamada, “Ormancılığımızda ve Ormanlarımızda neler oluyor?” diye soruldu.

İzmir Yaşam Alanları Orman Genel Müdürlüğü’nün 2021 Yılı Faaliyet Raporu’na şöyle sıraladı:

  • 2017-2021 döneminde toplam 13,5 bin orman yangını çıkmış, 189,4 bin hektar orman ekosistemi zarar görmüştür. Yalnızca 2021 yılında çoğunluğu Akdeniz Bölgesi’nde çıkan 2.800 yangında zarar gören orman ve maki ekosistemi genişliği ise tam 139,5 bin hektardır.
  • Aynı dönemde toplam 174 bin hektarda ağaçlandırma yapılabilmiştir. 2021 yılındaysa 189,4 bin hektar orman ekosisteminin yangınlardan zarar görmesine karşın tüm ülkemizde yalnızca 35,4 bin hektar alan ağaçlandırılmıştır.
  • Devlet ormanı sayılan toplam 24 bin hektardaki doğal orman ve maki ekosistemleri özel “ağaç tarlalarına”; 17,7 bin hektarı ise çoğunluğu yine özel meyveliklere ve zeytinliklere dönüştürülmüştür. 2010’dan önceki yıllarda ortalama 80-90 bin hektar dolayındaki erozyon önleme çalışmaları giderek azalmış, 2021 yılında 36,7 bin hektara düşmüştür.
  • Aynı dönemde devlet ormanı sayılan yerlerdeki yaklaşık 20 bin hektarda orman ekosistemleri yasadışı eylemlerle yok edilerek tarım ve yerleşme yerine dönüştürülmüştür.
  • Yalnızca 2021 yılında devlet ormanı sayılan 14 bin hektar alan “2B uygulamasıyla” hukuksal olarak “orman” sayılmamıştır.
  • Odunsu orman ürünlerini hammadde olarak üreten sanayi; dışsatıma yönelik, plansız olarak geliştirilmiş, tekelleştirilmiştir. Hammadde gereksinimini için orman ekosistemlerinden kesilen ağaç miktarı 2000’li yılların başında 7 milyon metreküp iken son 20 yılda 27,7 milyon metreküpe çıkarılmıştır.
  • 2012-2020 döneminde “devlet ormanı” sayılan toplam 340 bin hektar alanda toplam 50 bin izin verilerek, çoğunluğunda orman ve maki ekosistemi kaldırılmıştır. Bu izinlerin 22,7 bini madencilik etkinliklerine ilişkindir ve yalnızca bu etkinliklerin yol açtığı ormansızlaşma 80 bin hektardır.
  • 1956 yılı 6831 sayılı Orman Kanunu, 2021 yılına değin 29’u 2003-2021 döneminde olmak üzere 44 kez değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin çoğu “devlet ormanı” sayılan yerlerin daraltılmasına dayanak olmuştur. Örneğin: Yasanın 17. Maddesi 2012 yılında değiştirilerek “devlet ormanı” sayılan yerlerin içinde ve bitişiğindeki yaylalarda kaçak yapılaşmalar yasallaştırılmıştır. ii) 2018 yılında Anayasanın 169. Maddesine aykırı olarak getirilen Ek 16.Madde ile “Orman ve Su İşleri Bakanlığınca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri bulunan ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanlardan, Cumhurbaşkanınca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına…” çıkarılması olanaklı kılınmıştır. Ki, bu alanların genişliği şimdilik 20 bin hektara yaklaşmıştır.
  • Çeşitli nitelikte odunsu ürün hasadı için kesilen ağaçların 2021 yılında 13,4 milyon metreküpü -kesilen ağaçların yaklaşık yarısı- dikili durumdayken tüccarlara ya da sanayicilere satılır olmuştur. Bu amaçla orman ekosistemleri içinde yol genişletmek çalışmalarıyla çevre orman ekosistemlerinde büyük yıkımlara yol açılmıştır. Ek olarak, ağaç kesme işlerinde çalıştırılan köylülerin ekonomik ve demokratik hakları büyük ölçüde kısıtlanmıştır.

Anayasanın 169. Maddesindeki

…Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.” kuralı ihlal edilerek “devlet ormanı” sayılan yerler, bu yerlerden yararlanma olanakları ile en temel ormancılık çalışmaları hızla özelleştiriyor.  Ormanlarımızın, kıyılarımızın, tüm canlıların doğal yaşam alanlarının etkili bir biçimde korunması ve yönetilmesi bir yana, hızlı bir biçimde yok olmasına neden olacak bu düzenlemeler iptal edilmelidir. Ormanlar sadece ağaç değil, hayattır… Ormanlarımız talan edilmesin.

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine”

İZMİR YAŞAM ALANLARI 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER