Van’da, yollar karla kaplı olduğu için ailesi tarafından hastaneye götürülemeyerek üç yaşında yaşamını yitiren Muharrem Taş’ın ölümüyle ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, Sağlık Bakanlığı’nın yüzde 80 kusurlu olduğu kaydedildi.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre Van’ın Gürpınar ilçesinde 1 Şubat 2014’te hastalanan ve yolların karla kapalı olması nedeniyle hastaneye götürülemeyen üç yaşındaki Muharrem Taş’ın ölümüyle ilgili bir yıldır hazırlanan bilirkişi raporu tamamlanarak mahkemeye sunuldu.

İki profesör, bir doçent, meteoroloji, inşaat, harita ve makine mühendisleri ile bir doktorun bulunduğu bilirkişi heyeti, daha önce İl Özel İdaresi yetkililerinin, ‘havanın çok soğuk olması’ gerekçesiyle ‘araç yakıtlarının donma ihtimaline karşı söz konusu köye gitmenin riskli olacağına’ dair savunmasını şöyle değerlendirdi:

• “Olayın olduğu gün en düşük hava sıcaklığı eksi 19 derece olduğu, motorin için eksi 20 dereceye kadar da donma ihtimali olmayacağı tespiti ve kanaatiyle söz konusu iş makinelerinin depoları içiresindeki mazotun donma ihtimalinin yüzde 75 oranında olamayacağını, olursa bile yakıtın donma ihtimali en fazla yüzde 25 oranında kalacağı öngörülmüştür.”

“Helikopter desteği es geçildi”

Sağlık Bakanlığı’nın savunmasında, Taş’ın hastalığıyla ilgili ailenin evde ilaç bulundurma zorunluluğunun olup olmadığına ilişkin araştırma talebine de yanıt verilen raporda, şunlara dikkat çekildi:

• “Dava dosyası üzerinde yapılan detaylı incelemede olgunun tıbbi özgeçmişine ait veriler göz önüne alındığında ailenin evde herhangi bir ilaç bulundurma zorunluluğu olmadığı belirtilmiştir. Sürecin tıkanma ve ihmal edilme boyutlarının sağlıkla ilgili birimde (112 Komuta Merkezi) yoğunlaştığı ön plana çıkmaktadır. Yapılan ihbarın aciliyetinin 112 Komuta Kontrol Merkezi tarafından çok ciddiye alınmadığı görülmektedir. Yine komuta merkezi helikopter seçeneğini herhangi bir veri ve iletişime dayanmayan öngörülerle devre dışı bıraktığı görülmektedir. Bu bağlamda Yalınca köyüne kadar ambulans ve askeri destek imkanlarının da es geçildiği anlaşılmaktadır.”

“Bakanlık asli kusurlu”

Küçük çocuğun çok ağır bir şekilde hastalandığı ve hastaneye götürülmesi için ailesinin karakola haber verdiği belirtilen raporda, şu ifadeler kullanıldı:

• “Yolun sadece 7 kilometrelik kısmının kapalı olduğunun 112’ye bildirildiği, karakolun 112’ye ellerinde paletli araç olup olmadığının sorulduğu ancak olumlu yanıt alamadıkları tespit edilmiştir. Vakanın bildirilmesinden sonra da herhangi bir girişimde bulunulmadığı yapılan ses kaydı çözümlemelerinde anlaşılmıştır. Çözüm üretme, olayı irdeleme ve olayla ilgili bilgi alma noktasında bir girişimde bulunmayan Sağlık Bakanlığı’nın meydana gelen ölümlü olayda ‘asli kusurlu’ olduğu kanaatine varılmıştır.”

Ne olmuştu?

Van başsavcılığı, Taş’ın ölmesinde ihmali olduğu gerekçesiyle 112 Acil Komuta Merkezi, jandarma ve dönemin özel idare çalışanları hakkında, ‘taksirle ölüme neden olmak’ ve ‘görevi kötüye kullanmak’ suçlarından yürüttüğü soruşturmasını tamamlayarak şüpheliler hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ hükmetmişti.

Avukat Murat Timur buna itiraz etmişti. Timur’un itirazına yanıt veren 1’inci Sulh Ceza Hakimliği, itirazı tek cümleyle reddetmişti.

Bunun üzerine Timur, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu. Van İdare Mahkemesi’ne açılan tazminat davasındaysa mahkeme aileye tazminat ödenmesine hükmetmiş, ardından manevi tazminat taleplerinin reddedilmesine ilişkin Danıştay 15’inci Dairesi’ne başvurulmuştu.

Danıştay 15’inci Dairesi’nin de manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermesi üzerine dosya bu kez Danıştay 10. Dairesi’ne götürülmüştü. 10’uncu daire manevi tazminatls ilgili verilen kararı bozarak dosyayı yeniden görülmek üzere tekrar Van 1’inci İdare Mahkemesi’ne göndermişti. Yeniden görülen davada mahkeme, bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etmişti.