A3 Haber

DEÜ’de dikkat çeken değişiklik: Başhekimlik için devamlı statüde profesör olmaya gerek yok

DEÜ’de dikkat çeken değişiklik: Başhekimlik için devamlı statüde profesör olmaya gerek yok

DEÜ’de dikkat çeken değişiklik: Başhekimlik için devamlı statüde profesör olmaya gerek yok
Haziran 29
07:55 2022

2022 rakamlarına göre Türkiye’de YÖK’ün organizasyonunda 32 tanesi vakıf üniversitesi, 126 tanesi de devlet üniversitesinde olmak üzere toplam 126 tıp fakültesi var.
Türkiye’de hekim ihtiyacının karşılanması için her yıl tıp fakültelerinden 14 bin mezun verilmesi gerekirken, 4 bin 500 kişi mezun oluyor.
Her 1000 kişiye 1,4 hekimin düştüğü Türkiye’deki 52 tıp fakültesinde 9 bin öğretim üyesine de ortalama 3,6 öğrenci düşüyor.
Liseyi bitirmiş bir öğrencinin devletin tıp fakültelerinde okuyabilmek için ilk 19 bin 300 kişiden biri olması gerekirken, özel tıp fakülteleri için ilk 44 bin 500’e girmeniz gerekiyor.
Doktor olmak bu kadar zor yani.

Doktorlara karşı son zamanlarda artan şiddet olaylarını ve yaptıkları iş karşılığında elde ettikleri gelir konusuna hiç girmeyeceğim.
Hem bilgim yetersiz hem de ilgi alanım değil.
İnsan olarak sadece savundukları konularda haklı olduklarını düşündüğümü söyleyebilirim.
Benim söz edeceğim konu yine doktorları ilgilendiriyor ama başka bir idari işlem.

Türkiye’deki tıp fakültelerinden biri de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Yetiştirdiği öğrencilerin başarıları herkes tarafından kabul ediliyor.
Bu önemli fakültemizde son dönemlerde giderek artan şikayetlerin hedefindeki isim ise, üniversite rektörü AKP eski milletvekili Nükhet Hotar.
Sayıştay’ın raporlarında da eleştirilen Hotar’ın tıp fakültesindeki uygulamaları pek çok habere de konu oldu.

Son olarak da Sözcü Gazetesi’nden Latif Sansür’ün “Rektör skandala göz yumuyor” haberinde, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bir rektör yardımcısı, bir dekan yardımcısı, en az 10 anabilim dalı başkanı ve bazı profesörlerin muayenehane açtıkları, özel hastalarına operasyon, yatış ve diğer işlemleri için fakültede öncelikli hizmet aldıkları öne sürülmüş ve tıp fakültesinde bir rektör yardımcısı, bir dekan yardımcısı ile en az 10 anabilim dalı başkanının serbest muayenehane açmasına diğer akademisyenler tepki göstermişti.
AKP iktidarının çıkardığı yasağı AKP’nin eski vekilinin yönettiği üniversite uygulamıyordu.
DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Oktay Ergene ise yaşanan durumu, rektör yardımcısı, dekan yardımcısı ve ana bilim dalı başkanlarının muayenehane açmalarını hukuki durumdaki karışıklığa bağladı ve “Hukuki durum o kadar karışık vaziyette ki, idareci olarak bizler bile zaman zaman içinden çıkmakta zorlanıyoruz” diye savundu.

Bütün bunlar yaşanırken geçtiğimiz günlerde önemli bir değişiklik oldu.
27 Haziran 2022’de yayımlanan 31879 sayılı Resmî Gazete’de Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayınlandı.
Yönetmeliğin bazı maddeleri değiştirilmişti.
Daha iyi anlamak için öncelikle söz konusu yönetmeliğin eski halinde ne vardı ona bakalım.

24 Şubat 2010’da yayımlanan 27503 sayılı Resmî Gazete’de Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği yayınlandı.
Yönetmeliğin Merkez Müdürü başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasına göre “Merkez Müdürü (Hastane Başhekimi) Rektör tarafından Tıp Fakültesi’nde devamlı statüde görev yapan tıp doktoru profesörler içinden üç yıl için atanır. Süresi biten Merkez Müdürü yeniden atanabilir. Rektör gerekli gördüğü hallerde Merkez Müdürü’nün süresi bitmeden görevden alabilir” deniliyordu.
Aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Müdür Yardımcıları (Hastane Başhekim Yardımcıları) Tıp Fakültesinde devamlı statüde görev yapan öğretim üyeleri arasından; gerek görüldüğü hallerde Üniversitenin diğer fakültelerinin öğretim üyeleri arasından veya öğretim üyesi olmayıp istenen teknik/akademik özellikleri taşıyan tıp doktorları arasından toplamda en az üç olmak üzere Merkez Müdürünün önerisi ile Rektör tarafından görevlendirilebilir. Merkez Müdürü, yardımcılarının görevlerine son verilmesini Rektöre önerebilir” deniliyordu.

27 Haziran 2020’de yapılan değişiklikle bu iki fıkra şöyle oldu:
Yeni 8. maddenin 1. fıkrası, “Merkez Müdürü (Hastane Başhekimi), Rektör tarafından tıp alanından öğretim üyeleri arasından üç yıl için görevlendirilir. Süresi biten Merkez Müdürü yeniden görevlendirilebilir. Rektör gerekli gördüğü hallerde Merkez Müdürünü süresi bitmeden görevden alabilir” halini aldı.
Yeni 8. maddenin 2. fıkrası ise, “Müdür yardımcıları (Hastane başhekim yardımcıları), tıp alanından öğretim üyeleri arasından; gerek görüldüğü hallerde Üniversitenin diğer fakültelerinin öğretim üyeleri arasından veya öğretim üyesi olmayıp istenen teknik/akademik özellikleri taşıyanlar arasından toplamda en az üç kişi olmak üzere Merkez Müdürünün önerisi ile Rektör tarafından görevlendirilebilir. Merkez Müdürü, yardımcılarının görevlerine son verilmesini Rektöre önerebilir.”

Yapılan değişiklikten de görüldüğü gibi artık Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne başhekim olmak için “devamlı statüde çalışmak” ve “tıp profesörü olmak” şartı yok.
Bir doçent ya da daha altındaki bir öğretim üyesi de “başhekim” olabilecek.
Aynı şekilde başhekim yardımcısı olmak için de “Tıp Fakültesinde devamlı statüde görev yapan öğretim üyesi olmak” şartı aranmayacak.

Konuştuğum uzmanlar bu değişikliğin iki nedeni olabileceğini söyledi.
Birincisi “devamlı statüde olmak” koşulunu sağlayamayanlara ikincisi de profesör unvanı taşımayanlara başhekim olma yolunu açmak.
Aynı gerekçeler başhekim yardımcılığı için de geçerli elbet.

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü için bu yıl yeni atama yapılacak.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yapılacak atamada tercih mevcut Rektör, AKP eski milletvekili Nükhet Hotar’dan yana mı olacak yoksa başka bir isim mi tercih edilecek şimdilik bilinmiyor.
Ama görünen o ki, Nükhet Hotar yeniden atanacağından emin.
Bunun içinde yeni dönemde yapacağı “görev değişikliklerinin” yasal alt yapısını şimdiden hazırlamaya başlamış.
Merak ettiğim bu yönetmelik değişikliğinden sonra yeni başhekim ve yardımcıları ile ilgili atamanın üniversite içinden mi yoksa dışarıdan mı olacağı.
Bir de seçim öncesinde mi, sonrasında mı yapılacağı.
Bu işleri bilen birinin söylediği gibi “Ne zaman orduda albaylar generallere emir vermeye başlar; o zaman ya ihtilal olmuştur ya da başkomutan savaşı kaybetmeyi seçmiştir.”
Birlikte göreceğiz bakalım bir doçentin başhekim olduğu hastanede profesörler ne yapacak?

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER