A3 Haber

Bu kez çocuklar sordu, Yuval Noah Harari yanıtladı: “Üzerinde yaşadığımız dünya gökten zembille inmedi”

Bu kez çocuklar sordu, Yuval Noah Harari yanıtladı: “Üzerinde yaşadığımız dünya gökten zembille inmedi”

Bu kez çocuklar sordu, Yuval Noah Harari yanıtladı: “Üzerinde yaşadığımız dünya gökten zembille inmedi”
Ekim 03
09:02 2022

Yuval Noah Harari artık daha genç okur kitlesi için de yazıyor. Çocukların gerçekleştirdiği röportajda Taş Devri becerilerinden, insanın süper güçlerinden ve tarihten öğrenebileceklerimizden söz ediyor. 46 yaşındaki Yuval Noah Harari tarihçi, filozof ve çok satan bir yazar. İkisi de 10 yaşında olan çocuk muhabirler Hannah ve Sophia, onunla Münih’teki CH Beck yayınevinde buluştu. Dein Spiegel’de yayımlanan söyleşiyi Ayşen Tekşen çevirdi…

SPIEGEL: Taş Devrine geri döndüğünüzü varsayalım – orada bir gün hayatta kalabilir misiniz?

Harari: Bir gün belki. Ama bir hafta ya da bir ay dayanabileceğimden emin değilim. Vahşi doğada nasıl yiyecek bulacağımı, tehlikeli hayvanlarla nasıl başa çıkacağımı ya da modern gereçler olmadan nasıl ateş yakacağımı bilmiyorum. Bunlar Taş Devrinde hayatta kalmak için gerekli olan temel beceriler.

Çocuklar için yazdığınız yeni kitap insanların eskiden tatlı yemeyi sevdiğini söylüyor. Neden?

Çünkü onlar için iyiydi. Bu kulağa komik gelebilir. Bugünlerde “Tatlı şeyler kötüdür” cümlesini daha sık duyuyoruz. İyi de o halde tatları neden bu kadar güzel? Vücudumuz aptal mı? Hayır, Taş Devrinde, vücudumuz gelişirken insanlar Afrika savanalarında dolaşıyordu. Bal ve olgun meyveler şeker olarak onlara değerli bir enerji sağlıyordu. Taş Devri insanlarının olgun meyvelerle dolu bir çalılığa rastlaması çok nadirdi. Eğer bir tane görürlerse, hemen tüm meyveleri yerlerdi. Yakın zamanda önlerine böyle bir fırsatın çıkmayacağını biliyorlardı. Vücudumuz bunu fark etti. Ama bugünlerde çikolatanın her köşe başında bulunabildiğini pek anlayamadı.

Kitabınız insanların süper güçleri olduğunu da söylüyor. Bunu biraz açar mısınız?

Biz insanlar birlikte çalışma konusunda diğer hayvanlardan daha iyi olduğumuz için dünyayı yönetiyoruz. Örneğin, şempanzeler yalnızca kendi türlerinin şahsen tanıdıkları birkaç üyesiyle işbirliği yaparlar. Öte yandan insanlar, tanımadıkları bazıları da dâhil olmak üzere sayısız insanla birlikte çalışır. Mesela giysilerimizi düşünelim: dünyanın diğer ucunda herhangi bir yerde üretildiler, herhangi biri onları buraya nakletti ve herhangi biri de onları mağazada sattı. Aya ayak basmaktan aşı üretmeye kadar, insanlığın büyük başarılarının tamamı birlikte çalışan çok ama çok sayıda insanın ürünüdür. Peki, neden böyle yapıyorlar? İşte bu noktada süper güç devreye girer…

 …ve o süper güç nedir?

Hikâyeler uydurabilir ve diğer insanların onlara inanmasını sağlayabiliriz. Örneğin, dinler tanrılar hakkında hikâyeler uydururdu: “Cennette oturan ve şunu ya da bunu yapan biri var.” Yeterli sayıda insan buna inandığında, o tanrı için katedraller ya da sinagoglar inşa etmelerini sağlayabilirsiniz. Bugün kullandığımız para da uydurulmuş bir hikâyedir. 20 avroluk bir banknot kendi başına değersiz bir kâğıt parçasıdır. Onu yiyemem. Muhtemelen bir şempanze onu hiç umursamadan bir yana atardı. Ama o banknotla mağazaya gidebilir ve giysiler alabilirim. Çünkü satıcı da bu kâğıdın 20 avro değerinde olduğuna inanır.

Ama insanlar her zaman birlikte çalışmıyor, aynı zamanda da birbirleriyle savaşıyorlar. Ukrayna’daki savaş hakkında ne diyorsunuz?

Bence Ukrayna halkı için bir trajedi. Ama dünyadaki herkes için de öyle. Tarihin çeşitli dönemlerinde güçlü ülkelerin zayıf olanlara saldırması olağan bir durumdu. Ama son on yıllarda dünya kamuoyunun geniş kesimleri bu türden davranışların artık kabul edilemez olduğu konusunda anlaştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu anlaşmayı ihlal etti. Şimdi pek çok ülke orduya daha fazla para harcayacak. Bu geçmişte de olağan bir durumdu: krallar ve sultanlar vergi gelirinin çoğunu ordularına yatırırdı. Eğitime ya da sağlık sistemine daha fazla para harcamak ancak son zamanlarda mümkün oldu.

Eğer söylediğiniz gibi insanlık birlikte çalışma konusunda bu kadar iyiyse iklim koruma söz konusu olduğunda neden başarılı olamıyoruz?

Öncelikle, bu sorunu çözmek için bilgi ve beceriye sahip olduğumuzu bilmek önemli. Yalnızca niyet sorunu var. Milyarlarca insanı yaşam tarzlarını değiştirmeleri gerektiğine ikna etmek kolay değil. Birçoğu bir bahane buluyor: “Daha acil sorunlarım var.” Ya da “Sorunu ben yaratmadım neden umursayayım ki?”

İklim koruma için çocuklar ne yapabilir?

Önemli olan şey, yetişkinler yeterince çaba göstermediği için umutsuzluğa düşmemek. Ama umursamazlığa da kapılmamalısınız. En iyisi, sizin için gerçekten önemli olan bir konu bulmak, mesela korumak istediğiniz nesli tükenmekte olan bir tür gibi. Ona odaklanın ve müttefikler bulun. Dediğim gibi: En üstün başarıyı başkalarıyla birlikte çalıştığınızda elde edersiniz.

Bir keresinde 200 yıl sonra dünyada bizim gibi insanlar olmayacağını söylediniz. Açıklar mısınız?

Evet, örneğin nükleer silahlar kullanarak ya da ekosistemimizi tahrip ederek kendi kendimizi yok etmemiz olasılığı var. Ama bunun olacağını düşünmüyorum. Bana göre, örneğin genetik bilgiyi manipüle ederek insan bedenini değiştirmek için yeni teknolojiler kullanmamız daha olası. Bu sayede, bizim şempanzeden farklı olduğumuz gibi, bugün yaşayan insanlardan çok daha farklı olan süper insanlar ortaya çıkabilir. Belki de 200 yılda akıllı robotlar da iş başına gelir.

Siz yetişkin kitaplarınızla tanınıyorsunuz. Neden bir çocuk kitabı yazdınız?

Çocukların hepimizi ilgilendiren konulara dâhil olmasını önemli buluyorum. 50 yıl sonra muhtemelen bu dünyada olmayacağım. Muhtemelen büyük güçlere sahip tüm başkanlar ve milyarderler de olmayacak. Ama siz olacaksınız. Bir mesaj aktarmayı önemsiyorum: Üzerinde yaşadığımız dünya gökten zembille inmedi. Biz insanlar seçimler yaptık. Dünyanın bugün böyle görünmesi o seçimlerden kaynaklanıyor. Ama sizler de başka kararlar alabilir ve dünyayı değiştirebilirsiniz.

46 yaşındaki Yuval Noah Harari tarihçi, filozof ve çok satan bir yazar. İkisi de 10 yaşında olan çocuk muhabirler Hannah ve Sophia onunla Münih’teki CH Beck yayınevinde buluştu. Harari’nin kitapları 65 dilde 40 milyondan fazla sattı. İsrailli yazar başlangıçta ağırlıklı olarak tarihi konularda yazıyordu. Ancak son kitaplarında günümüzü ve geleceği de ele aldı.

 

Çocuk muhabirler: Sophia (solda) Münih’teki Obermenzinger Gymnasium’da beşinci sınıfta okuyor. Haftada bir kez ata biniyor, futbol oynuyor ve bitki ve manzara resimleri yapmayı seviyor. Hannah (sağda) Sophia ile aynı sınıfta. Hobileri el işi yapmak, şarkı söylemek, yemek pişirmek ve okumak. “Hannah’nın Çocuk Kütüphanesi” adlı podcastinde okuduğu kitapları anlatıyor.

(Çeviri: Ayşen Tekşen) 

 

 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER