Diyelim ki vatandaşın biri ormanın bir köşesine baraka yaptı.

Orman içerisinde izinsiz olarak işgal ve faydalanma suçunun işlenmesinden dolayı cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis…

Aynı vatandaş barakanın bir köşesine tuvalet kondurdu. Bunun için de ağaç kesti.

İzinsiz ağaç kesme eyleminin cezası 3 ilâ 5 ay hapis.

Kesilen ağaç genç fidan ise verilecek ceza bir kat artırılır.

Yine ağaç kesme eyleminde motorlu araç ve gereçler kullanmışsa ceza bir kat artırılır.

Kanun yapıcı iyi düşünmüş.

Ağaçları ve ormanları korumak için para cezasından öte hapis cezası öngörmüş.

Buna rağmen ormanlarımız talan ediliyor.

Çeşitli yangınlarla yok edilen alanlara otel, site inşaatları konduruluyor ama onlar “memlekete gelir gelsin” diye yapılıyor.

Uzmanlık sorumuz şu:

Ormana verdiği zarar için vatandaşa böyle davranan devlet kendisine ne yapıyor?

“Şeriatın kestiği parmak acımaz” mı diyor, yoksa göz yumup sineye mi çekiyor?

Hatta bu tür işgallerde devlet, devleti zarara mı uğratıyor?

70 bin metrekarelik işgal

Aladağ Bolu’ya 34 kilometre uzakta.

Denizden yüksekliği de yaklaşık bin 400 metre.

Harika bir doğası ve gölü var.

Vatandaşlar belli bir ücret ödeyerek doğal güzelliklerden ve tesislerden yararlanıyorlar.

Ama gelin görün ki, devlet kendi toprağında işgalci durumunda.

Orman Genel Müdürlüğü 2018 yılı düzenlilik denetimi kapsamında, Bolu Orman Bölge Müdürlüğü ve Aladağ Orman İşletme Müdürlüğü ile yerinde yapılan incelemelerinde Bolu Aladağ Başalan Yaylası’ndaki ormanlık alanda işgal saptıyor.

İşgali yapan kim?

Türkiye İzcilik Federasyonu…

Federasyon öyle baraka, kulübe falan kondurmuyor.

Orman idaresinden izin amadan ahşap malzemeden bungalovlar, kulübeler, tuvalet, kayak merkezi ve telesiyej tesisi inşa ediyor.

Bildiğiniz işgal…

Peki ne oluyor?

Elbette hiçbir şey olmuyor.

İzcilik Federasyonu kamplar yapıyor, kursiyerler getirip eğitiyor, telesiyej tesisini işletip para kazanıyor.

2016 yılında başladığı belirlenen işgalde 2019 yılına gelindiğinde bölgede 48 ahşap bungalov, üç değişik ebatlarda ahşap derslik, bir ahşap bekçi kulübesi ve bir ahşap samanlık kulübesi, dört tuvalet, kayak merkezi ve telesiyej tesisi inşa edildiği tespit ediliyor.

İşgal edilen alan 7 hektar yani 70 bin metre kare.

Devlet, devleti cezalandırır mı?

Yapılan incelemede anlaşılıyor ki; Gençlik ve Spor Bakanlığı 23 Mayıs 2016 tarih ve 371 sayılı yazısıyla Başalan Yaylası’nda 50 bin 610 metre kare yüzölçümlü ormanlık alanda gençlik ve izcilik kampı yapmak üzere izin talebinde bulunmuş ancak Orman ve Su işleri Bakanlığı 19 Aralık 2016 tarih ve 1882 sayılı yazısı ile sosyal tesis ve konaklama tesisi planlandığı gerekçesiyle kabul etmemiş.

“Sen misin izin vermeyen” diyen İzcilik Fedarasyonu da gitmiş bölgeyi işgal etmiş.

Bir taraftan bölgeyi işgal ederek tesislerini kurmayı sürdüren İzcilik Federasyonu, diğer taraftan resmi başvurularını da sürdürmüş.

Federasyon, 20 Temmuz 2017 tarih ve 351 sayılı yazısıyla bölgenin kendilerine tahsis edilmesini istemiş, aldığı yanıt ise yine ret olmuş.

Sonunda işe Sayıştay denetçileri el koymuş.

Yaptıkları inceleme sonucunda hazırladıkları raporda, bölgede yaşanan işgal için şu değerlendirmada bulunmuşlar:

Bolu Aladağ Başalan Yaylası mevkiindeki orman sahası içinde Türkiye İzcilik Federasyonunca orman idaresinden izin alınmadan 2016 yılından itibaren ahşaptan bungalovlar, derslik, samanlık, bekçi kulübeleri, tuvaletler, kayak merkezi ve telesiyej tesisi yapmak suretiyle yaklaşık 7 hektar orman sahası işgal edilmiş olup, gerçekleştirilen orman işgaline son verilmemesi, izinsiz orman işgal ve kullanımından kaynaklı kamu alacağı miktarının hesaplanarak tahakkuk, tahsil ve takibinin sağlanmaması ve olayın başından itibaren işgale girişen ve işgali önlemeyen sorumluların tespit edilerek haklarında hiç bir işlem yapılmamak suretiyle, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17, 79 ve 93’üncü madde hükümlerine riayet edilmediği ve mevcut durumun kamu zararı riski taşıdığı değerlendirilmektedir….

Vatandaşın işgalinde şahin kesilen devlet, kendi kurumu için ne yapacak şimdi merak edilen bu.

Sessiz mi kalacak, “adalet mülkün temeli” mi diyecek?