Öyle bir hikaye ki bu, ister roman yaz hakkında, ister dizi film çevir.

Bakın şimdi.

“DİJİTAL HİZMET VERGİSİ İLE BAZI KANUNLARDA VE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN” adıyla (kısaca torba yasa bilinir) bir teklif getirildi Meclis’e.

Lafın başında dijital mijital deniyorsa da, şeytanın bile aklına gelmeyecek şeyler vardı içinde.

Sihirbazın şapkası gibi, torbadan ne çıkarsa şansına yani.

Son torbadaki tavşanlardan biri de, “6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan ‘31/12/2019’ ibaresinin ‘30/6/2022’ şeklinde değiştirilmesi” idi.

Bunu öylesine okuyan ne anlar?

Hiç.

Oysa “termik santral bacalarına filtre takılması zorunluluğunun 2.5 yıl uzatılmasını” sağlıyordu torbadaki tavşan!

İmzacı AKP milletvekilleri

Kanun teklifinin altında ise imzacı milletvekillerinin upuzun listesi var.

Hepsi AKP’li…

Sivas Milletvekili Mehmet Habib Soluk ve Kahramanmaraş Milletvekili Habibe Öçal gibi.

Kimi tanıdık…

“Yeliz” namıyla maruf, İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı gibi!

İşte onlar ve diğerleri cansiperane biçimde savundular tekliflerinin her maddesini.

Tıpkı AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın 23 Kasım’da savunduğu gibi:
“Bu termik santraller kapatılırsa 10 bin insan işsiz kalacak. Doğalgaz çevrim santrallerinde 19 milyar 200 milyon TL’lik ek doğalgaz ihtiyacı doğacak. Biz yine söylediğimizin arkasındayız. Burasının değil 36 ay 1 gün bile durması zarar.”

Partinin kararı tartışılamazdı.

Parmaklar kalktı, işlem tamamdı.

Veto kararına alkış

Ya yükselen tepkiler, öfke ve hatta isyan.

Onlardan biri de bendim mesela.

Dolayısıyla ve öncelikle Cumhurbaşkanı’nın veto kararını (diğer tüm unsurlardan ayırarak ve torbaya koydukları tavşanı, kesip yemelerine dahi aldırmayarak) sevinçle karşılıyor, kendilerine şükranlarımı sunuyorum.

Gülmemek mümkün mü?

Diğer yanda bir başka Recep (İvedik) kardeşimizin canlandırdığı şu sahnenin, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından neredeyse birebir hayata geçirilmesine, elbette çok gülüyorum.

Hele “Böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değildi. Çünkü bir tarafta halkım var, bir tarafta da buradaki sermaye var” demesi…

Müthiş!

Gerçekten de durum, sosyal medyada yazıldığı gibi: “AK Parti Genel Başkanı ERDOĞAN ‘ın çıkardığı yasayı, Cumhurbaşkanı ERDOĞAN ‘ın veto ettiği sistemin adıdır; Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi.”

Ve yine söylediği gibi:

İçinde yaşamasak, çok eğlenceli bir ülke, Türkiye!

Çok üzülüyorum çok!

Ne var ki, koca koca adamların ve kadınların düştüğü, düşürüldüğü vaziyete çok ama çok üzülüyorum.

Yazıktır onlara.

Mahir Ünal’a yazıktır.

Habibe Öçal’a yazıktır.

Yapmayın.

Acıyın!