A3 Haber

İnfaz indiriminden yararlanan iki isimden sonra: Susurluk sokakta!

İnfaz indiriminden yararlanan iki isimden sonra: Susurluk sokakta!

İnfaz indiriminden yararlanan iki isimden sonra: Susurluk sokakta!
Nisan 17
18:13 2020

12 Mayıs 2018’de MHP Lideri Devlet Bahçeli Twitter hesabından genel af çağrısı yaptı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise affa karşı olduğunu açıkladı.
2018’in Mayıs ayında organize suç örgütü kurmak ve yönetmekten hükümlü Alaattin Çakıcı Erdoğan’a “Sayın Cumhurbaşkanım beni sevmiyorsunuz, ben de sizi sevmiyorum. Kimseden rica dilemedim ömrümde, şu an kendi adıma hiçbir türlü af istemiyorum, çıkardığınız afta ‘Alaattin Çakıcı muaftır’ ibaresini yasal olarak ekleyiniz” dediği mektup yollayarak af talebi olmadığını söyledi.
Aynı Çakıcı önceki gün serbest kaldıktan sonra avukatı aracılığı ile yayınladığı mesajda ise Erdoğan’a, “Son dört yıldır devletimizin bekası için batı emperyalizmine asla taviz vermeyen Devlet Başkanımız Sayın Tayyip Erdoğan’a kendi adıma ve özgürlüklerine kavuşturdukları tüm mahkûm arkadaşlar adına en derin saygılarımı arz ederim” dedi.

Bir başka serbest kalan isim ise yine Çakıcı gibi organize suç örgütü kurmak ve yönetmekten tutuklu Erol Evcil oldu.
2015 yılında İzmir’in Foça ilçesindeki yazlığında yakalanan Erol Evcil, hakkında açılan davada 10 yıl 10 ay ceza çıkmış, yargılanması sürüyordu.
Avukatlarının talebi üzerine, Evcil’de önceki gün infazın durdurulması kararından yararlanarak cezaevinden çıktı.
Kadın cinayeti işleyenler, hırsızlık yapanlar, zimmet ve rüşvet yiyenler de serbest kaldı.
İçeride tutmak istedikleri gazetecilere ise bu piyango vurmadı.

Tahliye edilen binlerce isim arasında Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil önemli bir figürdür.
Türkiye’nin en karanlık döneminin iki figürü.
Susurluk Çetesi diye bildiğimiz, içinde askerinden polisine, politikacısından itirafçısına varana kadar pek çok ismin bulaştığı, cinayetin, adam kaçırmanın, tehdit ve şantajın zirve yaptığı dönem. İşte Çakıcı ve Evcil bu yüzden örtülü affın asıl nedenidir.

Erol Evcil Susurluk Çetesi’nin araştırılması sırasında 31 Ekim 1999 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şube Müdürlüğü’nde ifade verdi.
O ifadesinin Alaattin Çakıcı ve diğer ilişkilerini şöyle özetliyor:
“17 Ağustos 1998’de Alaattin Çakıcı Fransa’da yakalanınca bende ertesi gün Bursa’dan İstanbul’a korumalarla buradan özel uçak kiralayarak Mustafa Çağlar (Dönemin siyaseten en güçlü ismi Cavit Çağlar’ın oğlu) ile birlikte gittim.
Avukatlara verilecek olan 100 bin doların 25 bin dolarını ben ödedim.
Alaattin Çakıcı’nın tutuklanmasından sonra Yavuz Ataç (Dönemin MİT üst düzey görevlisi) telefonla görüştüm.
Türkiye’ye iade edilip serbest kaldıktan sonra Amerika’ya gitti. Beni arayıp “Amerika’dan çıkmam gerekir” dedi. Bunun için de Yavuz Ataç’tan pasaport talep etmişti. Yavuz Ataç da kendi konumunu ve kişisel dostluklarını kullanarak Kanada ‘ya girmesini sağladı. Yavuz Ataç, Çin’e görevli gönderilmesinden sonra Alaattin Çakıcı’ya kırmızı pasaport temin etti. Ancak bu pasaportta Fransa’da yakalanması ile ortaya çıktı.”

Milyonlarca sayfalık anlatımların bulunduğu Susurluk Çetesi’ni unuttuk.
Unutmakla kalmadık, şimdi de aftan yararlandırdık.
Şark kurnazlığıdır bunun adı, kim yapmış olursa olsun.
Hepimizin gözü aydın öyleyse.
Susurluk sokakta artık.

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER