Bu haftayı İzmir’in Karşıyaka Belediyesi ile açtık.
Tesadüftür yine onunla sürdürüyoruz.
Konu iktidar yandaşı inşaat şirketine satılan denize sıfır arazi değil.
Bu kez Karşıyaka Belediyesi’nin bir ihalesindeki gariplik.

İzmir Karşıyaka Belediyesi, bir önceki başkan Hüseyin Mutlu Akpınar döneminde Güneş Enerjisi Santralı (GES) yapmaya karar verdi.
2014 Eylül’ünde hizmete alınan proje İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Mali Destek Programı hibesinden de yararlandı.
9 dönümlük araziye 2013 adet güneş paneli yerleştirdi.
Panellerin, yılda 420 bin liralık (yaklaşık 800 bin kwp) elektrik üretmesi planlandı.
Böylece belediye; hizmet binası, Ziya Gökalp Kültür Merkezi ile Tay Park için yıl boyunca elektrik ücreti ödemeyecekti.

Yerel seçimler oldu, Karşıyaka’nın belediye başkanı değişti.
Yeni seçilen belediye başkanı Cemil Tugay, göreve geldikten bir süre sonra belediyenin şirketlerle birlikte borcunun 200 milyon lirayı bulduğunu açıkladı.
Tasarruf tedbirleri uygulamaya kondu, gereksiz harcamalardan kaçınılacağı belirtildi.
Hizmetler duracak değildi elbette.

İzmir Karşıyaka Belediyesi, bir önceki dönemde yaptırılan Güneş Enerjisi Santrali’ni büyütme kararı aldı.
Bu karar belediyenin resmi internet sitesinden de “Karşıyaka’ya ikinci güneş tarlası geliyor”  başlığı ile duyuruldu.
Habere göre, 17 dönüm alan üzerine kurulacak 1 megavatlık yeni santral, ilk tesisin iki katı kapasiteye sahip olacaktı.
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay konu hakkında, “Birkaç yıl içerisinde kendisini amorti edecek bu proje sayesinde hem daha fazla tesisimizin enerji giderinden tasarruf sağlayacak hem de gelir elde etme imkânı bulacağız” dedi.

Dedikleri gibi de oldu.
Karşıyaka Belediyesi, Güneş Enerjisi Santrali yapım işi için ihaleye çıkmak için hazırlıklarını tamamladı ve 3 Mart 2020 tarihinde ihale için ilan verdi.
2020/107704 sayılı ilana göre 1 adet 960 kWe Güneş Enerji Santrali için 27 Mart 2020 günü saat 10.00’da Karşıyaka Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nde 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre açık ihale yapılacağı açıklandı.
İlanın 5. maddesinde, ihalenin ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirleneceği belirtildi.
Ayrıca ihalenin, kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacağı vurgulandı.
İhalenin yaklaşık maliyeti 6 milyon 258 bin 333 lira olarak belirlendi.
İhaleye üç firma katıldı.
Evren Mühendislik 4 milyon 935 bin lira, Zülfü Önal-Önal Grup 5 milyon 23 bin lira, Feyzi Çalım-Aydoğdu Yapı ortaklığı ise 5 milyon 985 bin lira teklif etti.

İhale sonuçları açıklandı.
Karşıyaka Belediyesi’nin yapımı için verdiği ilanda belirttiği gibi Güneş Enerjisi Santrali ihalesini “ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre” veren Evren Mühendislik yerine, en pahalı teklifi veren Feyzi Çalım-Aydoğdu Yapı’ya verildi.

Aradaki fark tamı tamına 1 milyon 646 bin lira idi.
Kanun gereği, katılardan birinin itirazı üzerine incelenmesi gereken ihale, kimsenin itiraz etmemesi üzerine onaylandı.
Karşıyaka Belediyesi tarafından bildirilen sonuç ilanına göre de 15 Nisan 2020’de Feyzi Çalım-Aydoğdu Yapı ortaklığı ile sözleşme imzalandı.
Firmaya 17 Nisan 2020’de yer teslimi yapılarak, 16 Temmuz 2020’ye kadar bitirmesi gereken 90 günlük süre de başlamış oldu.

Ne var bunda diyecekseniz?
O zaman şu soruları sormak gerekiyor.
İhale ilanında “ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre değerlendirilecek ve 38. Madde işletilmeyecek” dedikten sonra ihaleyi en yüksek fiyata vermek normal mi?
Nitekim ihale şartnamesinin 33 maddesinin 2 bendinde de “İhale, Kanunun 38. maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır” demediniz mi?

Hepsi yaklaşık bedelin altındaki teklifleri görünce ihaleyi iptal etmek yerine neden sürdürdünüz?

Velhasıl neresinden tutsanız onlarca soru.
Bir yandan belediyenin 200 milyon borcu olduğunu söylerken diğer yandan 1 milyon lira fazla ödemeyi kabullenmek halkçı belediyecilik anlayışına sığar mı?
İhaleyi kaybedenler itiraz etmediği için sonuçları incelenmedi ama herhangi bir vatandaş itiraz eder ya da suç duyurusunda bulunursa ne olacak?
Sayıştay denetimlerinde ortaya çıkınca ne yanıt vereceksiniz?
En çok merak ettiğim konuya gelince.
Topu yine meclis üyelerine ya da siyasi komploya mı atacaksınız göreceğiz.