A3 Haber

Dünyanın gözü Covid-19’da ama başka tehlikeleri de unutmayın: Kod adı KKKA

Dünyanın gözü Covid-19’da ama başka tehlikeleri de unutmayın: Kod adı KKKA

Dünyanın gözü Covid-19’da ama başka tehlikeleri de unutmayın: Kod adı KKKA
Mayıs 26
10:49 2020

Dünyanın gözü koronavirüs ya da bilimsel adıyla Covid-19’da.
Dile kolay, dünyada bu virüs yüzünden ölenlerin sayısı 350 bine yaklaştı.
Salgın hastalık olarak belirlenmesinin ardından seferberlik başladı.
Dünyanın ekonomik sisteminin yanı sıra toplumsal yaşamı da alt üst etti.
Sessizce bekliyoruz, başkaca da yapabileceğimiz bir şey yok.
Binlerce tedbir alınıyor, hayatın normale dönmesi bekleniyor.

Oysa gözden kaçırdığımız başka tehlikeler de var.
Bilim insanlarına göre 1170’li yıllarda yapılan Haçlı Seferleri’nde ortaya çıktığına dair önemli kanıtlar var.
Ancak resmi olarak ilk kez 1944’de Kırım’da, ardından da 1956’de Kongo’da görüldü.
Türkiye’de ilk kez görülme tarihi ise 2002.
Bir hemşiremiz bu yüzden yaşamını yitirdi.
İlerleyiş şekli olarak da insan vücudunun çeşitli yerlerinde kanamaya yol açtığı biliniyor.
Onun da aşısı yok.
Bazı tedavi yöntemleri deneniyor ama yüzde yüz başarı elde edilmiş değil.
Dünyada ölüm oranı yüzde otuzlarda iken bu sayı Türkiye’de yüzde yedilerde.

Tanıdınız değil mi?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi diye bildiğimiz ve kenelerden geçen bir hastalık.
İnsanoğlu, doğal yaşamı ve özellikle de vahşi hayvanların beslenme ve yaşam alanını tehdit ettikçe, yeni yeni hastalıklarla karşılaşıyor.
Bodrum’un sokaklarına inen vahşi domuzlar bir yandan yiyecek ararken, diğer yandan da daha önce hiç karşılaşmadığımız virüsleri taşıyorlar içimize.
Her yeni virüs, insan yaşamını dönüştürüyor.

Türkiye ve dünyada yaşamın normale döndürülmesi için çareler üretiliyor.
Henüz aşı ve tedavi yöntemi bilinmediği için, en çok uyarıldığımız konu sosyal mesafe.
Bu da insanların birbirinden biraz daha uzak yaşamasını zorunlu kılıyor.
Parklarda, kent içindeki yeşil alanlarda piknik yapıp mangal yakamıyoruz.
Ama arabamıza binip doğaya karışmamamıza engel yok.
İşte tehlike tam da burada başlıyor.

KKKA, virüsü taşıyan özellikle Hyalomma türüne ait kenelerin insan vücuduna tutunması,
virüsü taşıyan kenelerin çıplak el ile ezilmesi, virüsünü taşıyan hayvanların kan, doku ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ve bu hastalığa yakalananların kan ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ile bulaşıyor.
1-14 gün sürebilen kuluçka döneminden sonra ateş, halsizlik, üşüme, titreme, yaygın kas ağrıları, baş ağrısı, bulantı-kusma, ishal, yüzde ve gözlerde kızarıklık, deri döküntüsü gibi şikâyetlerle kendini gösteriyor.
Hastalığın ilerleyen dönemlerinde cilt kanaması, diş eti kanaması, burun kanaması, mide-barsak kanaması, akciğer ve beyin kanamaları görülüyor.

Havaların ısınması, biraz da tedbirlerin gevşetilmesi ile muhtemelen çoğumuz kendimizi deniz kenarına, tarla, bağ, bahçe ve piknik alanlarına atacağız.
Aman dikkat…
Buralar kene yönünden en riskli alanlar.
Madem kendimizi tutamıyoruz, o zaman önlem almamız gerekiyor.
Riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek için vücudu örten giysiler giymeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokmalıyız.

Ne hale düştü koca insanlık.
Bir yanda uzaya, başka gezegenlere gitmeyi çalışıyoruz.
Diğer yanda sevdiklerimize doya doya sarılamıyor, pantolon paçalarımız çorabın içinde dolaşmak zorunda kalıyoruz.
İnsanın kendine yaptığı daha büyük kötülük var mıdır acaba?

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER