“Devlet kendini sansürledi” başlıklı yazı doğru değilmiş.
Neremiz doğru demek geldi içimden.
Çünkü devlet bir yanda kendi kurumunu kurtarmak adına eksik bilgi verdiğini kabul ederken, diğer yanda sansürün devlet eliyle nasıl işlediğini de açıklamış oldu.

Bilinen filmdir.
İlyas Salman ile Şener Şen Banker Bilo filminde kara komik Türkiye gerçeğini anlatırlar.
Saf olan İlyas Salman, her seferinde uyanık Şener Şen tarafından kandırılır.
İlyas Salman tam hesap soracaktır ki, uyanık Şener Şen, “Yaptım ama niye yaptım? Bir sor bakalım” diyerek kendince durumu özetler.
Öyle inandırıcı yalanlar söyler ki, saf İlyas Salman hemen inanır.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, 6 Haziran 2020’de Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararına dayanarak “Bebekler Nereden Gelir?” adlı kitabın muzır neşriyat sayılmasına karar vererek Resmi Gazete’de ilan eder.
Benim gibi meraklılar da neymiş bu kitap diye araştırır.
Ortaya çıkan sonuç ilginçtir.
Çünkü yazılı kaynaklara göre kitabı basan yarı devlet kurumu olan TÜBİTAK’tır.

Buraya kadar sorun yok.
Ne zaman haber ajanslara düşer, oradan internet siteleri kullanmaya başlar, olayın vahameti ortaya çıkar.
Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar, TÜBİTAK yayını için değildir.
İsim benzerliğinden vatandaşların kimi zaman yıllarca cezaevinde kaldığı Türkiye’de normal.

Aslında görünen o ki olayın bir devlet kurumunu sansürlemek olduğu ortaya çıkınca artık yapacak tek şey vardır.
Meşhur sehven kelimesinin ardına sığınmanın benzeri.
Düzeltelim gitsin abi…

Hakikaten de böyle yapar devlet.
6 Haziran 2020’de verdiği ilanı, 10 Haziran 2020’de düzeltir.
Ama suçu yine kabullenmeden.
İlanın başına şöyle bir tümce eklenir.
“Aslına uygun olarak yayımlanan ilanımız aşağıda belirtildiği şekilde düzeltilmiştir…”
Yani “ilan doğru ama biz düzeltiyoruz yine de” diyorlar.

İlan doğru ise neden düzeltiyorsunuz.
İlan yanlış ise neden özür dilemiyorsunuz?
Devlet, kendi kendine muzır neşriyat yapıyor aslında.
Çünkü bu kandırmacalı devlet dili çocuklarımıza kötü örnek.
Asıl bu iki ilan poşete girmeli.
Özetle iki ilan sonunda öğrendiğimiz şudur:
Yaptım ama niye yaptım, bir sor bakalım…