A3 Haber

Kuzey Kıbrıs seçimlerinin ardından: Akıncı neden kaybetti, adayı neler bekliyor?

Kuzey Kıbrıs seçimlerinin ardından: Akıncı neden kaybetti, adayı neler bekliyor?

Kuzey Kıbrıs seçimlerinin ardından: Akıncı neden kaybetti, adayı neler bekliyor?
Ekim 20
15:06 2020

Kuzey Kıbrıs’ta yapılan seçimlerin ikinci turunda AKP destekli aday Ersin Tatar zafer kazandı. Ancak Tatar’ın zaferi AKP için “kolay çözüm” anlamına gelmiyor.

İkinci tur seçimlerinin yapıldığı Kuzey Kıbrıs’ta, zafer Ulusal Birlik Partisi lideri Ersin Tatar’ın oldu.

Seçimler AKP’nin yoğun müdahalesiyle gerçekleşirken, Mustafa Akıncı’nın yüzde 48.31 oyuna karşılık Tatar’ın aldığı yüzde 51.69 oy AKP tarafından sevinçle karşılandı.

Akıncı’ya kimler destek verdi?

İlk tur sonuçlarına bakıldığında Akıncı’nın seçimleri kazanması neredeyse kesin olarak görülüyordu. İlk turda Akıncı ve CTP adayı Tufan Erhürman’ın toplam oy oranı yüzde 50’nin üzerindeydi.

İkinci turda CTP’nin ve diğer kimi grupların Akıncı’ya tam destek vermesine karşın, seçimler Tatar’ın galibiyetiyle sonuçlandı. Seçimlerin ikinci turunda Akıncı’nın aldığı 62 bin 858 oyun, ilk turda CTP ve Akıncı’ya verilen toplam oyların neredeyse 6 bin üzerinde olduğu görülüyor. Yani Akıncı’nın CTP tabanından destek görmediği söylenemez.

Buna karşın seçimlere AKP’nin yaptığı açık müdahale, Akıncı ve Tatar arasındaki seçimi “Türkiye karşıtlığı” üzerinden sanal bir kutuplaştırmaya çekmeyi amaçladı ve bunu önemli ölçüde başardı. Akıncı’nın seçilmemesinde ikinci turda yaratılan kutuplaşmanın etkili olduğu görülüyor, bu durum seçimlere katılımın ilk tura göre büyük oranda artmasıyla da görülebiliyor (ilk turda katılım yüzde 58’de kalırken, ikinci turda bu rakam yüzde 67,3 oldu).

Akıncı seçimleri neden kaybetti?

2015 seçimlerinin ardından Kuzey Kıbrıs’ın lideri olan Akıncı, adada çözümün sağlanmasını vadediyordu. Akıncı’nın vermeyi kabul ettiği tavizlere karşın görüşmelerde beklenen ilerleme Doğu Akdeniz’deki çok taraflı gerilim başta olmak üzere pek çok nedenle sağlanamadı. Akıncı’nın liderliği, çok uzun süredir Kıbrıs’ta çözüme daha istekli olan Türkiye’nin, AKP’nin agresif dış politikasıyla uzlaşıdan vazgeçtiği bir döneme denk geldi.

Burada bir not olarak Kıbrıs sorununun çözümüne acil ihtiyaç duyanın Rumlardan çok Türk tarafı olduğu eklenmeli. Avrupa Birliği üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti, uluslararası tanınırlığa sahip ve hem ekonomik hem de siyasi olarak eli daha rahat. Kuzey Kıbrıs’sa, hukuken tanınmadığı için Türkiye’ye bağımlı durumda. Kuzey Kıbrıs seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte AKP Akıncı’ya karşı açıktan tutum alıp adada kutuplaşma yaratsa da, Akıncı bu durum nedeniyle Türkiye’ye karşı “orta yolcu” denilebilecek bir tutum içerisindeydi.

Kısacası somut koşullar, Avrupa Birliği-Türkiye arasında veya Rum kesimiyle Türk tarafı arasında bir “federasyon” görüşmesine ve çözüme müsait değildi. Kuzey Kıbrıs’ın AKP’nin Doğu Akdeniz’deki agresif tutumuyla tam uyumlu bir yönetime sahip olmasını isteyen AKP Akıncı’nın kaybetmesi için her şeyi yaptı. Türkiye yönetiminin ve geçmiş Kuzey Kıbrıs yönetimlerinin de toprak vermeyi kabul etmesine karşın “Akıncı Rumlara toprak verecek” benzeri söylemleri devreye soktu ve mülkiyet sorunlarıyla uluslararası yükümlülüklere rağmen Maraş’ın bir bölümünü Tatar’a “seçim hediyesi” olarak açtı. Adada AKP müdahalesine karşı olan ve adanın sorunlarının sona ermesinin yolunun Kıbrıslı Türklerin iradesinin uluslararası tanınırlığını sağlayacak bir çözüm olduğunu düşünenler oylarını Akıncı’ya verse de, milliyetçi refleks gösterenler ikinci turda sandığa giderek Tatar’ın kazanmasını sağladı. Tatar’ın seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve seçimlere müdahalede bulunan Fuat Oktay’a teşekkürü de hatırlanmalı.

Adayı neler bekliyor?

CTP lideri Tufan Erhürman, seçimlerin ardından yaptığı açıklamada “Seçim süreci boyunca hep işaret ettiğimiz, önemli olan ondan sonrasıdır dediğimiz 19’u geldi işte. Şimdi içeride de, dışarıda da çok büyük sorunlarla karşı karşıya olan biziz, hepimiziz. İşsiz kalanlar, “ödeneksiz izin”de olanlar, kepenk indirenler, çocuklarının eğitiminden, bu ülkeyi terk etmesinden, sevdiklerinin sağlığından endişe duyanlar bizim insanlarımız” diyerek Kuzey Kıbrıs’ın sorunlarının seçimle çözülmediğine işaret etti.

Ersin Tatar’ın zaferiyle birlikte Kuzey Kıbrıs’ın AKP’nin Doğu Akdeniz’de kurduğu oyunda bir “araç” haline geldiği söylenebilir. Stratejik konumu ve enerji kaynakları nedeniyle önem taşıyan Doğu Akdeniz’de pek çok ülke rekabet içerisinde olsa da, bölgede Türkiye’nin dahil olmadığı geniş bir ittifak kurulmuş durumda. Yunanistan, Mısır, İsrail, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Lübnan büyük ölçüde uyum içerisinde hareket ediyor.

Müslüman Kardeşler belirlenimli dış politikayı sürdüren AKP, bölge ülkeleriyle bu nedenle sorun yaşıyor. Libya’nın batısını kontrol eden İhvancı Ulusal Mutabakat Hükümeti ve Katar dışında müttefiki olmayan AKP’nin Mısır’la “gizli” görüşmeler yaptığı artık pek de sır değil. Aynı anda hem Yunanistan üzerinden Avrupa Birliği’yle, hem de Mısır üzerinden Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’le karşı karşıya gelen AKP’nin, bir müzakere arayışı içerisinde olduğu görülüyor. Kuzey Kıbrıs’ın kaderi de son seçimlerle birlikte bu müzakerelerin sonucuna daha da bağlanmış durumda.

Tatar’ın seçilmesi AKP’nin işini kolaylaştırdı mı?

AKP her ne kadar Tatar’ın zaferini büyük sevinçle karşılasa da, bunun yalnızca “ideolojik” bir zafer olduğu söylenebilir. Türkiye’de yaptığı gibi Kuzey Kıbrıs’ta da milliyetçi refleksleri harekete geçiren AKP’nin, Tatar’ın seçilmesini ekonomik bir kazanıma dönüştürebileceğini düşünmek güç. Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm getirilmediği sürece, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin düze çıkması beklenemez. Üstelik Tatar’ın “Maraş’ın açılmasıyla birlikte milli gelirin ikiye katlanacağı” gibi uçuk vaatlerde bulunması da durumu kolaylaştırmıyor, tersine zorlaştırıyor.

Kuzey Kıbrıs’ta seçimlerle birlikte derinleştirilen kutuplaşmanın, dış politikada bir avantaja dönüştürülebileceğini düşünmek güç. Avrupa Birliği’nin Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı önemli tavizler vermesi için neden bulunmadığı gibi, Rum tarafı da Tatar karşısında geri çekilmeye gönüllü olmayacaktır. Tersine agresif politikaların ve milliyetçi çıkışların bu dozda sürmesi durumunda Kuzey Kıbrıs’ın izolasyonunun artması olası.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER