A3 Haber

Adı “FETÖ borsası”nda geçti, ilişkileri ise çözülemedi: “Komutan” ne olacak?

Adı “FETÖ borsası”nda geçti, ilişkileri ise çözülemedi: “Komutan” ne olacak?

Adı “FETÖ borsası”nda geçti, ilişkileri ise çözülemedi: “Komutan” ne olacak?
Aralık 18
12:55 2020

Tarih: 26 Mayıs 2018.
Saat: 21.45
Yer: İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği.
Dedektifler, uzun süredir araştırdıkları dosyada önemli bilgilere sahip olduğunu düşündükleri birini sorguluyor.
İfade, sabaha karşı 04.00’te tamamlanıyor.
İfadesi alınan kişi, dönemin AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş.

Polislerin sorularını avukatıyla birlikte yanıtlayan Ahmet Kurtuluş’a, WhatsApp üzerinden yaptığı kimi yazışmalar da soruluyor.
Bunların arasında Serkan Kurtuluş ile yaptığı yazışmalar da var.

Dedektifler soruyor: “Yine yukarıda tarafınıza gösterilen ekran alıntıları ile ilgili (Komutana gelince tutuklaması var dediler bana) şeklinde görüşmenizde belirtilen bir şahsın aranması ya da tutuklaması olduğu sorgu sonucunu kimden aldınız? Bu bilgileri size kim ne amaçla verdi? Mesaj içerikleri incelendiğinde komutan olarak bahsettiğiniz şahsın Alparslan Çelik isimli şahıs olduğu anlaşılmıştır. Alparslan Çelik isimli şahıs ile ilgili sorguyu sizden kim ve ne amaçla istedi? Açıklayınız.”
Ahmet Kurtuluş yanıtlıyor: “Serkan Kurtuluş beni aradı ve Alparslan Çelik ile ilgili Denizli iline geleceğini, tutuklaması olduğunu benden bu konuda yardım istediğini söyledi. Amacı tutuklatmamaktı. Ben bu konu ile ilgili hiçbir şey yapmadım. Ben kimse ile bu konu ile ilgili konuşmadım.”

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “FETÖ BORSASI” davasının soruşturmasında adı geçen Alparslan Çelik yani Komutan…
Belli ki Serkan Kurtuluş kadar dönemin AKP İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş da komutanı tanıyor.

Ahmet Kurtuluş ile Alparslan Çelik ilişkisine bir de 2019/8 esas sayılı dosyanın görüşüldüğü 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13 Mayıs 2019’da yapılan duruşmasına rastlıyoruz.
Mahkeme heyetinin soruları üzerine Ahmet Kurtuluş’un avukatlarının Suriye iç savaşı ve Türkmen Dağı’nda yaşananlar ile ilgili şunları söylüyorlar:
Sanık Ahmet Kurtuluş müdafisi Av. Özgür Senger: Bir de gönderilen muhtelif maddi destekler var. Örgüte yardım kapsamında bizim müvekkilimiz AK Parti İzmir İl Yönetiminde Mali İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı yani bir anlamda bu örgütün parasal anlamdaki yöneticiliğini yapmıştır. AK Parti İzmir İl Teşkilatının ve Serkan Kurtuluş daha önceki Türkmen Dağı ile ilgili kendi mücadeleleriyle ilgili kendisinden ve AK Parti’den belli yardımlar istemiştir, kendisi zaten ifadelerinde bunu o dönemki il başkanıyla paylaştığında fakat il başkanının bu konuda olumlu yanıt vermediği için onları geri çevirdiğini ifade vermişti. Fakat yani şunu da görmezden gelemeyiz, bizim müvekkilimiz Türkmen Dağı’na belli bir kısım yardım yaptığını zaten kendisi kabul etti fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2012-2013 yılından bu yana Türkmen Dağındaki mücadeleyi bizzat her şeyiyle desteklemiştir, şimdi bizim müvekkilimiz burada sanık sandalyesinde, bakınız bir devlet politikası olarak bu dönem yapıldı.
Başkan: Türkmen Dağı ile ilgili bir şey yok ki?
Sanık Ahmet Kurtuluş müdafisi Av. Özgür Senger: Yolladığı paraların bir kısmını yani para yardımından bahsediliyor, Serkan Kurtuluş’a gönderilen paralardan, Serkan Kurtuluş’a giden paraların bir kısmını kendisi Türkmen Dağı ile ilgili aldığını kabul etmektedir.

Mahkemedeki diyaloglardan anlaşıldığı gibi Ahmet Kurtuluş Türkmen Dağı’nda Suriye Ordusu’na karşı savaşan ve aralarında komutan diye bilinen Alparslan Çelik ve arkadaşlarına maddi yardım sağlamış.
Kimi zaman bu yardımı Serkan Kurtuluş üzerinden yapmış. “Türkmenleri korumak” için Türkiye’den Suriye’ye giden grubun lideri Alparslan Çelik ise aynı dönemde Türkiye’de aranıyor ve hakkında tutuklama kararı var.
Tutuklama kararına rağmen Türkiye’ye geliyor ve elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor.
Alparslan Çelik’in aranması ve hakkında tutuklama kararının nedeni neydi?
Sahte para suçundan kesinleşmiş 2,5 yıl hapis ve iki bin lira para cezasının yanında hükümlünün kaçmasına yardım ve dolandırıcılık.

Şimdi filmi biraz geri saralım.
Alparslan Çelik’in Suriye’de Türkmen Dağı’nda hatta 2. Sahil Tümeni Komutan Yardımcısı olduğunu çoğumuz bilmezdik.
Ne zaman öğrendik?
24 Kasım 2015’te.
Türk savaş uçakları tarafından angajman kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürülen Rus Su-24 uçağından paraşütle atlayan iki pilota ateş açanlar arasında bulunan Alparslan Çelik ile ilk kez bu tarihte karşılaştık.

Yayınlanan görüntülerde Çelik’in emrindekiler, paraşütle atlayan pilotlara ateş açıyorlardı. Bunun sonucunda da Rus pilot Oleg Peşkov hayatını kaybetti.
Olayın ertesi günü bölgedeki Türk gazetecilere konuşan Alparslan Çelik, pilotlara ateş açanların kendileri olduğunu doğrularken, iki pilotun da öldüğünü, arkadaşların cesetleri almaya gittiğini anlatıyordu.

 

 

YouTube video

 

Zaman ilerledikçe Rusya ve Suriye Ordusu bölgede hakimiyeti yeniden sağladı.
Alparslan Çelik ile birlikte komutan yardımcısı olarak yönettiği söylenen Türkmen Dağı 2. Sahil Tümeni de dağıldı.
Hakkında yakalama ve tutuklama kararı bulunan Alparslan Çelik, Rus pilotun ölümüyle sonuçlanan olay sonrası Türkiye’ye geldi.

Hatta Suriye’de çatışmada öldürülen İbrahim Küçük’ün 28 Ocak 2016’da İstanbul’daki cenaze törenine katıldı. Rus istihbaratının da peşine düştüğü söylenen Alparslan Çelik Türkiye’de elini kolunu sallayarak dolanıyordu.
Ne zamana kadar?
İzmir’e gelene kadar.

26 Mayıs 2018’de İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde ifadesi alınan dönemin AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’a yöneltilen komutan ve Alparslan Çelik soruları da buradan çıkıyordu.
Belli ki Serkan Kurtuluş Alparslan Çelik’in İzmir ve Ege Bölgesi’nde hakkındaki yakalama ve tutuklama kararının yok sayılmasını istiyordu.
Bu konuda bilgisi olduğu bilinen çeşitli kaynaklarla yaptığımız görüşmede, Serkan Kurtuluş’un bu isteğinin Ahmet Kurtuluş tarafından gerekli yerlere iletildiği ve olumlu yanıt alındığı söylendi.
Gerekli yerler kim olabilir?
Ahmet Kurtuluş ile İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan dönemin İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen olabilir mi?
Bu sorunun yanıtı Dikmen’de saklı.

Peki oluşturdukları “FETÖ BORSASI” aracılığı ile iş insanlarından para aldıkları, hatta Amerikalı rahip Brunson’u öldürme planı yapan bu örgüt, Alparslan Çelik’in korunup kollanmasında da etkili olmuş olabilir mi?
Cebinden para yardımı yapan Ahmet Kurtuluş buna öncülük yapmış olabilir mi?
Bu koruyup kollamayı Ahmet Kurtuluş tek başına mı yapmıştır yoksa İzmir’deki istihbaratçılardan yardım almış mıdır?
Hatta o dönem Ankara’da sıkı fıkı ilişkide olduğu başka siyasilerden izin almış mıdır?
Peki, Alparslan Çelik’in arkadaşları ile birlikte Türkmen Dağı’nda dönemin İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen’e selam gönderen videoları var mıdır?
Bana sorarsanız kesinlikle derim…

Korunup kollandığını sanan Alparslan Çelik’in başına sonrasında ne geldi?
31 Mart 2016’da İzmir Karabağlar’da bir grup arkadaşı ile yemek yerken İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından ateşli silah bulundurmak ve taşımak suçlaması ile gözaltına alındı.
Üzerlerinde otomobillerinde ve evlerinde neler mi bulundu?
5 otomatik tüfek, 4 tabanca ve 2 telsiz.
Ardından da mahkeme süreci başladı.

Alparslan Çelik’e Rus pilotu öldürdüğü iddiası ile açılan soruşturmada önce takipsizlik kararı verildi. Bu kararın gerekçesi “ölüm nedeninin belirlenememesi” olarak açıklandı.
Ardından “yeni bilgiler geldi” denilerek takipsizlik kararı kaldırıldı.
Bu kez yargılama “harp silahı bulundurma” suçundan yapıldı.
İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmalar sonrası karar çıktı.
Aralarında Alparslan Çelik’in de bulunduğu 7 kişiye 5’er yıl hapis cezası verildi.
Ayrıca 1 kişi 1,5 yıl, 2 kişi de 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı
17 sanıklı davada diğer yargılananlar ise beraat etti.

İzmir’de yakalanan, yargılanan ve halen İzmir Kırıklar 1 No’lu Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde bulunan Alparslan Çelik ile ilgili son gelişme geçtiğimiz yıl yaşandı.
Normal şartlarda 26 Mart 2024’e kadar yüksek güvenlikle cezaevinde kalması gereken Alparslan Çelik 15 Nisan 2019’da’da Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’na başvurarak kendisine uygulanan 5275 sayılı Kanun’un 9. maddesinin kaldırılmasını istedi.
Ne diyor o madde?
“Eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli hâlde bulunan ve özel gözetim ve denetim altında bulundurulmaları gerekli olduğu saptananlar ile bulundukları kurumlarda düzen ve disiplini bozanlar veya iyileştirme tedbir, araç ve usullerine ısrarla karşı koyanlar bu kurumlara gönderilirler.”

Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu ne karar verdi?
“Şartla tahliye kararının 28 Haziran 2021 olduğu, açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik şartlarının oluştuğu …. hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 9. maddesi 3. fıkrası kapsamından çıkarılmasının uygun olacağına dair Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne sunulmak üzere oy birliği ile karar alınmıştır…”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilen karara, aynı yolla genel müdürlük ne yanıt verdi?
20 Mayıs 2019 tarihli yazıya göre genel müdürlük “Adı geçen hakkında alınan 5275 sayılı Kanun’un 9. maddesi üçüncü fıkrası hükmünün kaldırılmasına ilişkin talebi uygun görülmemiştir…” dedi.

Ve yıl oldu 2020.
Hatta 2020 bitti 2021’e başlamamıza az kaldı.
Alparslan Çelik’in şartla tahliye kararının tarihi 28 Haziran 2021.
Altı ay sonra şartlı tahliye yani koşullu salıverme hakkına sahip olacak.
Kararı kim verecek?
Elbette devlet…

Şimdi soru şu?
Serkan Kurtuluş’un anlatımlarına göre, “Suriye’ye Türkiye’den giden silahlar hakkında çok şey bilen komutan” ne yapacak?
Kendini yakalatıp hapse atanlardan intikam almak için çıkar çıkmaz konuşacak mı?
Yoksa bu günlerde kendisini sık sık ziyaret ederek telkinde bulunanların isteğine uyarak sessizliğini koruyacak mı?

Sessizliğinin karşılığı olarak salıverilme tarihi öne çekilir mi?
Ve peşinde olduğu söylenen Rus istihbaratından dışarıda iken kim nasıl korur?
Bana göre her şey ayarlandı bile.
Ne zaman mı?
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın…

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER