A3 Haber

Yargıtay KHK’lı emniyet amirinin “kumpas” davasından beraatini onadı: Asıl casuslar bulunacak mı?

Yargıtay KHK’lı emniyet amirinin “kumpas” davasından beraatini onadı: Asıl casuslar bulunacak mı?

Yargıtay KHK’lı emniyet amirinin “kumpas” davasından beraatini onadı: Asıl casuslar bulunacak mı?
Mart 28
08:52 2023

Sözcü Gazetesi’nde yer alan habere göre, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İzmir’deki “askeri casusluk” soruşturmasında kumpas kurdukları öne sürülen 32 sanık hakkında verilen hapis cezalarını onadı.
Haberde cezaları onanan isimler sıralandıktan sonra, sanıklardan Selçuk Küçükaslan, Seyfullah Özdemir, Halim Yılmazer ve Mustafa Karabal hakkındaki beraat, davanın reddi ve ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararların da onanması kararlaştırıldığı belirtildi.

Hakkındaki beraat ve ceza verilmesine yer olmadığı belirtiler isimlerden biri önemli.
Mustafa Karabal.
Karabal aynı zamanda KHK mağduru.
Karabal ile ilgili bu köşede birkaç yazı yazdım.
O yüzden hakkında verilen beraat kararının sonuçları olacak.
KHK’lı eski Emniyet Amiri Mustafa Karabal’ın başına gelenleri anımsamakta yarar var.

İzmir İl Özel İdaresi şehir içinde güvenlik amacıyla kullanılmak üzere MOBESE kurulmasına karar verdi.
2008’in son aylarında İzmir’de 100 noktada kamerayla izleme 50 noktada ise plaka tespit için oluşturulacak Kent Güvenlik Yönetim Bilgi Sistemi’yle (MOBESE) ilgili ihale yapıldı.
İzmir Özel İdaresi’nin Bornova’daki ek binasında Karayolları Bölge Müdür Yardımcısı ve İhale Komisyon Başkanı Reşat Obuz’un başkanlığında yapılan ihaleye beş firma katıldı.
Karayolları’nın bağlı bulunduğu bakanlık da Ulaştırma Bakanlığı.
O dönem Ulaştırma Bakanı kim?
Elbette Binali Yıldırım.

Kapalı zarf usulüyle düzenlenen ihaleden Türk Telekom AŞ, Savronik Elektronik Sanayi ve Ticaret AŞ ile İzbak AŞ teşekkür mektubu göndererek çekildi.
Katılımcılardan Siemens Elektronik 22 milyon 218 bin 234 YTL, Koç Sistem Bilgi ve İletişim Hizmetleri ve Prorey Madencilik Turizm ve İnşaat Telekomünikasyon Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti ortak girişim grubu ise 24 milyon 727 bin 90 YTL teklif verdi.
İhaleyi Siemens Elektronik kazandı.

Bu arada, 2006’da ABD, Almanya ve bazı AB üyesi ülkelerde yürütülen soruşturmalarda Siemens’in de arasında bulunduğu bazı şirketlerin dünyanın değişik ülkelerinde iş yapmak, mal satmak ve ihaleleri kazanmak için rüşvet dağıttığı belirlendi.
Siemens’in toplamda 1,8 milyar dolarlık rüşvet verdiği ve bunun büyük bölümünün de Türkiye’de dağıtıldığı ortaya çıktı.
Siemens ve bazı şirketlerin ABD ve Almanya’da milyonlarca dolar para cezası ödemek zorunda kaldığı rüşvet skandalının Türkiye ayağı için açılan soruşturmanın da sessiz sedasız takipsizlik kararı verilerek kapatıldığı belirlendi.

Siemens’in kazandığı İzmir Kent Güvenlik Yönetim Bilgi Sistemi (MOBESE) ihalesinin tamamlanmasının ardından firmaya yer gösterildi ve çalışmalara başlandı.
Siemens tarafından kazanılan ihaleyle başlayan çalışmalar sonunda 24 Nisan 2012’de İzmir’deki MOBESE sistemi için Faz 1 Kısmi Geçici Kabul Tutanağı ve buna bağlı İşgal Tutanağı düzenlendi.

İzmir İl Özel İdaresi tarafından teslim alınan MOBESE sistemi için İzmir Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’nde Emniyet Amiri rütbesindeki Müdür Yardımcısı Mustafa Karabal görevlendirildi.
Karabal Polis Koleji ve Polis Akademisi kökenli emniyetçilerdendi ve eğitimini de elektronik üzerine almıştı.
İzmir Özel İdaresi tarafından yaptırılan ve emniyete devredilen MOBESE’nin başına getirildiğinde önemli aksaklıklar tespit etti.
Sistemin aktif olarak çalışmaya başlamasıyla ortaya çıkan sorunları tespit eden Karabal, durumu iki sayfalık raporla Şube Müdürü Ali Coşkun’a bildirdi.

Mustafa Karabal tarafından düzenlenen iki sayfalık raporda; acil çağrılar ile bu kapsamda alınan ihbarlara ilişkin data ve ses kayıtları, telsiz görüşmelerine ait ses kayıtları, plaka okuma sisteminde yer alan data ve görüntü kayıtları ile MOBESE görüntü kayıtlarının sistemde aktif olarak kullanılmaya başlandığı belirtilerek “merkez binada sistem odasında yer alan sunucu bilgisayarlar, veri depolama üniteleri, santral, firewall başta olmak üzere tüm donanımlar ile sistemde yer alan çok sayıda yazılımın işletme, idare ve yönetiminin halen SIEMENS tarafından yürütüldüğünü, bunun da her türlü casusluğa ve sızıntıyla açık olduğunu” belirtti.

Karabal özetle şunu diyordu:

• Teslim aldığımız sistemin şifreleri emniyette değil Siemens şirketinde.
• Gizli bilgilere yetkisiz kişiler erişiyor.
• Sistem korunaksız ve hatta bilgisayarlara format atmak için bile Siemens Almanya’ya bağlanıyorlar.
• Bu sistem içinde casus yazılım var mı bilinmiyor.
• Devlete ait bilgiler yurt dışına sızıyor olabilir.
Peki devleti korumak adına, gizli bilgilerin dışarı sızdırılabileceği endişesiyle rapor hazırlayarak üstlerine veren emniyet amiri Mustafa Karabal’a ne oldu dersiniz?

Mustafa Karabal önce MOBESE’deki görevinden alındı.
Önce İzmir emniyetinin Konak’ta bulunan hizmet binasındaki santral odasına gönderildi.
Ardından Amasya’ya tayini çıktı.
O de yetmedi, “vekaleten baktığı” şube müdürlüğü döneminde imza attığı üç evrak yüzünden “Askeri Casuslukta Kumpas” davası sanıkları içine atıldı.
Bu arada yargılandığı dava ve eski istihbaratçı Kudret Dikmen’in verdiği rapor üzerine KHK ile emniyet ile ilişiği kesildi.

Mustafa Karabal’ın rapor verdiği Şube Müdürü Ali Coşkun.
15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası hakkında soruşturma açılan ve Adana’da görevliyken ihraç edilerek 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.
Coşkun firari olarak yaşarken Alaşehir İstasyon Mahallesi’ndeki bir eve düzenlenen operasyon sonrası yakalandı, halen cezaevinde.
Mustafa Karabal’ın makamında bilgi verdiği ve olayı önemsemeyen dönemin İzmir İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay.
İzmir’de 90 sanığın yargılandığı “Askeri Casuslukta Kumpas” davasında yargılanan Bilkay “terör örgütü üyeliğinden” 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı, cezası Yargıtay tarafından onandı.
Ve Karabal’ın “casusluk” olduğu gerekçesiyle bilgi verdiği dönemin İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen.
Adını duymayan kalmamıştır.
İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar aşamasına gelen “FETÖ BORSASI” davasının sanıklarından biri.
Hakkında 50 yılı aşkın ceza isteniyor.

Bu arada Mustafa Karabal’ın ısrarları ve CİMER’e yaptığı başvurular sonucu anlattıkları ile ilgili soruşturma açıldı.
Hazırlık dosya numarası İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2015/107818.
Üzerinden sekiz koca yıl geçti ama sonuç yok.
Bırakın dava açılmasını, soruşturma dosyasına girmeyen evraklar var.
O da tamamen tesadüfen ortaya çıktı.

Emniyet eski Genel Müdürü ve İzmir eski Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya’nın eski emniyet amiri Mustafa Karabal hakkında “hakaret” davası açtı.
Uzunkaya’nın, Karabal hakkında açtığı davanın “delilleri” arasında yer alan (müfettişlerden nasıl elde edildiği ayrı bir tartışma konusu) bir ifadeye göre aslında MOBESE’nin nasıl bir tehlike altında olduğu açıkça anlatılıyor.

Müfettişlere ifade veren kişi Batuhan Özay.
İzmir İl Özel İdaresi tarafından ihale edilen İzmir Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (MOBESE) ihalesini kazanan Siemens firmasının koordinatörü.
5 Mayıs 2017’de İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nde müfettişlere “bilgisine başvurulan kişi” sıfatı ile ifade verdi.
Özay, yedi kişi ile birlikte İzmir KGYS sisteminde çalıştıklarını belirterek sistemdeki en önemli ve kritik şifrenin “domain ve admin” şifresi olduğunu söyleyerek şunları anlattı:

“2015 yılı Mayıs ayında sistemin diğer tüm erişim şifreleri ve kaynak kodları bir tutanak ve cd ile birlikte emniyet müdürlüğüne teslim edilmiştir… Projede kısmi geçici kabul 2012 yılı Nisan ayında yapılmış, ancak projenin geçici kabulü için firmamızca idareye 16/12/2016 tarihinde başvuru yapılmış ve kabul işlemleri başlamıştır… Fakat sistem yönetimi veri tabanı ve yedekliği halen şirketimiz personeli tarafından gerçekleştirilmektedir…”

Siemens firmasının koordinatörü Batuhan Özay özetle şöyle diyor:
• 2012 yılında geçici kabul yapıldı.
• 2015’de domain ve admin şifrelerini emniyete verdik.
• Geçici kabulün resmen başladığı tarih 2016’dır.
• Sistemin yönetimi, veri tabanı ve yedeklemesini halen biz yapıyoruz.

Bu ifadeye göre İzmir’deki MOBESE sisteminin kaynak kodları da dahil önemli şifreleri neredeyse beş yıl Alman Siemens firmasında kaldı.
Hatta kullanılan teknik alt yapının neredeyse tamamı onların kontrolündeydi.
Uzmanlara göre, böyle bir sistemin devreye alınmasından sonra bile bütün araştırmalar sistemdeki “yedekleme” üzerinden yapılıyor.
Bunun nedenini de “gerçek sistemde” araştırma yapmanın sistemi ağırlaştıracak olması.
Hal böyle olunca insanın aklına “yedekler nerede?” sorusu da geliyor.
Ve en önemlisi bu ifadenin savcılık dosyasında neden olmadığı.

2008’de başlayan ihale ve onun eksikliklerini bulan emniyet amirinin başına gelenler böyle.
Hem casusluk davasına eklendi hem de KHK ile işinden oldu.
18 yıl sonra eski emniyet amiri Mustafa Karabal Yargıtay kararı ile aklandı.
Şimdi sırada “FETÖ BORSASI” kurmaktan sanık eski istihbarat müdürü Kudret Dikmen’in raporu ile KHK ile çıkarıldığı görevine dönmesi var.
Ondan da önemlisi İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı 2015/107818 numaralı dosya.
Türkiye değişecek ise önce KHK ile canları yanan masumlara hakları verilecek.
Ardından da tüyü bitmemiş yetimin paralarının hesabı sorulacak.
Görünen o ki Türkiye’nin her yanını sarmış “beşli çeteler” var.
Kaç beşli derseniz sayısını ben bile hesaplayamıyorum.

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER