Bakan Pakdemirli’nin görevden alınmasının perde arkası: Görevden af mı, görevden alınma mı?
Bekir Pakdemirli’nin Tarım ve Orman Bakanlığı görevini Vahit Kirişçi’ye devretmesi sonrası Ankara’da siyasi kulisler hareketli. Pakdemirli’nin “görevden affını mı istediği” yoksa “görevden mi alındığı” tartışma konusu.
Bekir Pakdemirli Tarım ve Orman Bakanlığı görevinden dün gece Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla alınırken yerine AKP eski Adana Milletvekili ve TBMM Tarım Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi getirildi. Pakdemirli, 10 Temmuz 2018’den bu yana Tarım Bakanlığı görevini yürütüyordu.
Resmi Gazete’de yayınlanan kararda “görevden affını istediği” belirtilse de Pakdemirli’nin hem görevden ayrılma şekline hem de görevden alınma sebeplerine ilişkin Ankara’da tartışmalar var. Bunun başlıca sebebi de dün akşam geç saatlere kadar bakanlıkta çalışmalarını sürdüren Pakdemirli’nin bugünkü programına ilişkin duyurular yapılması. Pakdemirli, bugün AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım ile birlikte bazı ziyaretler için Erzincan’da olacaktı. Programa yönelik akşam saatlerine kadar bakanlıkta hazırlık yapan Pakdemirli, gece geç saatlerde görevden alınacağını öğrenince Erzincan programını iptal etti.
Pakdemirli, neden görevden alındı?
DW Türkçe’den Eray Görgülü ve Gülsen Solaker’in haberine göre, son dönemde adı sıkça kabine değişikliği iddialarıyla anılan Bekir Pakdemirli’nin görevden alınma gerekçesine yönelik farklı iddialar dile getiriliyor. Bazı kaynaklar, Ege ve Akdeniz’de meydana gelen orman yangınlarıyla mücadelede başarısız olunmasını ve envantere halen yangın söndürme uçağı katılamamasını görevden alma gerekçesi olarak görüyor.
Pakdemirli, “kapasitesi yetersiz ve bakımları eksik” olduğu gerekçesiyle yangın söndürme uçaklarını kullanmadığı Türk Hava Kurumu ile karşı karşıya gelmişti. Pakdemirli, envanterde uçak bulunmadığı için yangınlara müdahalede yetersiz kalındığı eleştirilerini ise “Uçak değil, helikopter daha faydalı” sözleriyle yanıtlamıştı.
Devlet Denetleme Kurulu soruşturma açmıştı
Bazı kaynaklar ise Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) Tarım Bakanlığı’na yönelik geçen yıl Ekim ayında başlattığı soruşturmayı hatırlattı. Uruguay’dan canlı hayvan sevkiyatı sırasında bürokratik bir sorun yaşanmış. Bu sorunun çözümü için bazı bakanlık bürokratlarının rüşvet aldığı iddia edilmişti. İddialar üzerine DDK harekete geçerek soruşturma açmıştı.
Aynı kaynaklar, AKP iktidarı döneminde DDK’nın ilk kez bir bakanlık için görevlendirildiğine dikkat çekti. Kulislerde konuşulan bir diğer iddia ise dört bakan yardımcısından biri olan Ayşe Ayşin Işıkgece’ye daha fazla görev ve sorumluluk verilmiş olması. Edinilen bilgiye göre, diğer bakan yardımcıları bu durumdan rahatsızdı ve bu rahatsızlıklarını Cumhurbaşkanlığına iletiyordu.
Vekiller, teknokrat bakanlardan şikayetçi
Ankara’da kulislerde Bekir Pakdemirli gibi “teknokrat” bakanların devlet sistemine ve partiye iyi uyum sağlayamadığı da iddia ediliyor. Özellikle son dönemde AKP’li milletvekillerinin, bölgelerinin sorunlarını anlatmakta zorlandıkları için teknokrat bakanlardan şikayetçi oldukları biliniyor. Bu nedenle de bu isimlerle yollar bir bir ayrılıyor.
Pakdemirli’nin istifasıyla yeni sisteme geçilen 2018 Temmuz ayından geçen zamanda görevinden ayrılan bakan sayısı dokuz oldu.
“Hiçbir siyasi figürün ağırlığı kalmadı”
“Teknokrat” bakanlara ağırlık verilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de bakan değişiklikleriyle birlikte tartışılıyor.
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve siyaset bilimci Berk Esen, bu sistemde Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında hiçbir siyasi figürün bakan dahi olsa ağırlığının kalmadığı görüşünde. Pekdemirli’nin gidişine atıfta bulunan Esen, “Bu olayda da gördüğüm kadarıyla bakanın kendisi bile görevden alındığını ancak ilan edildikten sonra öğrenmiş” dedi.
Esen, “Yani aslında bu kadar üst düzey önemli görev yapan insanların bile hiçbir otonomisinin, belli bir bağımsız özgül ağırlığının kalmadığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tatmin ettikleri oranda o pozisyonda oturabildikleri, yapamadıklarında da görevden alındığı görülüyor” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı’nın neden toplu bir kabine revizyonu yapmadığı sorusuna da Esen, “Eğer aynı anda dört veya beş bakanı görevden alsa bu aslında hükümetinin başarılı olmadığını, kendisinin de kabul etmiş olduğunu gösterecek. Çünkü eğer hele bir de birkaç önemli bakanlıkta değişiklik bir anda yapılırsa bu hükümet içinde de ciddi bir krizin olduğunu ve Erdoğan’ın ancak birkaç krizi alarak bu krizi çözmeye çalıştığı algısını yaratacak” yanıtını verdi.
