Mahalle karıştı.
Firari emekli Albay Levent Göktaş hain mi vatansever mi?
Hablemitoğlu cinayeti ile ilgisi var mı yoksa kumpas mı kuruldu?
Twitter’deki hesap kendisinin mi yoksa sahte mi?
Birbirine ekleyin binlerce soru.
8 Haziran’da başlayan Doç. Necip Hablemitoğlu cinayetinin ikinci dalgasında polisin baskınlarında yakalanamadı.
Antalya ve İstanbul polisinin baskınlarından “kıl payı” kurtulan Göktaş 16 Haziran 2022’den bu yana kayıp.

Türkiye Levent Göktaş’ı “Ergenekon” davasından tanıdı.
Beş yıla yakın cezaevinde kaldıktan sonra Yargıtay’ın bozma kararı ile serbest kaldı.
Ardından hukuk fakültesini bitirerek avukat oldu.
Ankara Çankaya Söğütözü Caddesi’ndeki son derece lüks Koç Kuleleri’ndeki bürosundan işlerini idare ediyordu.
İsmini son olarak Avusturya’da yakalandıktan sonra ABD’ye iadesine karar verilen Sezgin Baran Korkmaz ile Koç Holding’in damadı İnan Kıraç arasında yaşanan ticari sorunun çözüm aşamasında Kıraç’ın avukatı olarak duyduk.

Türkiye 1990 sonrası “Susurluk Kazası” ile sarsıldı.
Kayıplar, faili meçhuller, suikastler, uyuşturucu ve kara para trafiğinin devlet içindeki ve yeraltı dünyası ile ilişkilerini protesto için tencere tava çaldık.
2022’ye geldik ki boşa kürek çekmişiz.

Levent Göktaş “avukat” kimliği ile sadece Koç Holding’in damadı İnanç Kıraç’ı değil, pek çok ismin savunmanlığını üstlendi.
Bunlardan biri de CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu.
“Firari Levent Göktaş’ın herkesi şaşırtan müvekkilleri” başlıklı yazımda detaylarını anlattım.
Bu ilişkide ilginç olan Göktaş ile Çerçioğlu arasındaki ilişkiyi kuran ismin, bir dönemin önemli isimlerinden “derin” Mehmet Ağar olmasıydı.
Çerçioğlu hakkında açılmış 10’a yakın dava var.
Davalar sürerken Çerçioğlu hakkında “görevden uzaklaştırma” kararı verilmemesine şaşırmış biri olarak, işin İçişleri ile Adalet Bakanlığı arasında süren “çekişme” nedeniyle olduğunu öğrendiğimde ne Levent Göktaş vardı ne de Kontrgerilla.
Şimdi ikisi de var.

Mahalledeki karışıklığın asıl nedeni de bu.
Bir dönemin “Ergenekon tutsağı” Levent Göktaş ne oldu da bu hale geldi?
Öncelikle şu gayet net.
Levent Göktaş cezaevinden çıktıktan sonra “Gladyo” diyebileceğimiz isimler üzerinden iktidar ile ilişki kurdu.
Bu ilişkinin, kendisini, Türkiye’deki istihbaratın en önemli kurumu MİT’in ya da Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın başına taşıyacağını düşünüyordu.
Hiçbiri olmadı.
Gladyo Göktaş’ı düşlediği yere taşıyamıyordu.
Taşıyacak güç özellikle “avrasyacılar” tarafından engelleniyordu.
Öyleyse tek bir çıkış kalmıştı.
İktidara “karşı” olmak…

AKP iktidarına “bayrak” açan Levent Göktaş için sonun başlangıcı da burada başladı.
Çünkü gladyonun siyasi ayağı sadece iktidar içinde değildi.
İktidar adayı olanların içinde de etkiliydiler.
Ve bu etki her geçen gün artıyor, yerel iktidardan güç alan gladyo için bütün yolların sonu, güce ve onu sağlayan paraya dayanıyordu.
Peki neden?

Levent Göktaş’ın CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun avukatı olduğu kesin.
Bu ilişkinin Mehmet Ağar üzerinden kurulduğu da.
Hatta Levent Göktaş’ın Türkiye dışına çıkmasında “yardımcı” olanların kim olduğu da biliniyor.
Ne alaka CHP, ne alaka Aydın?

Türk basınının yıllardır İstanbul takıntısı vardır.
Türkiye’yi dört bir yanını kış aylarında iki metre kar götürür ama ne hikmetse İstanbul’a yağan yirmi santimetre kar canlı yayına konu olur.
İstanbul (Bizans) basını yazmazsa “haber” olamazsınız.
Bunu niye söyledim?

İki hafta önce Aydın’ın Didim ilçesinde 11 Temmuz 2022’yi 12 Temmuz’a bağlayan gece bir olay yaşandı.
Üç polis memuru gece Ahmet Özcan’a ait restoranda yemek yediler.
Yemeklerini yedikten sonra cezaevindeki Ahmet Özcan’ın aynı zamanda psikolojik sorunları olduğu belirtilen 17 yaşındaki yeğeni M.Ö.’yü de yanlarına alarak uzaklaştılar.
Gece yarısı civarı üç polis yanlarında M.Ö. ile birlikte Mehmet Ağar’a yakınlığı ile bilinen Elazığlıların işlettiği Sensation Club’a gittiler.
Polis memurları G.Y., H. E. ve E. K. iddialara göre haraç istediler.
Ardından da yanlarındaki M.Ö. adlı gence kendi beylik silahlarından birini vererek ateş ettirdiler.
Sekiz mermi Sensation Clup’ın güvenlik amirinin ayak kısmına, bir şarjör de kapıya isabet etti.

Olaydan sonra Didim karıştı.
Ahmet Özcan’ın restoranına baskın yapan polisler olaylara alet edilen yeğeni M. Ö.’yü kendilerine teslim etmesini istediler.
Ahmet Özcan ise olaylarla hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, zaten psikolojik sorunları olan yeğenini diğer üç polisin alarak götürdüklerini, bunun bir planlı kumpas olduğunu söyledi.
Olayın ilginç tarafı şu.
Silahların patladığı Sensation Club, Ankara’nın meşhur yeraltı dünyasının isimlerinden “Kürt Ahmet’e ait.
Kulübü işletenler ise Mehmet Ağar’a yakın isimler.
Olayı çıkardığı iddia edilenler ise resmi polisler.
Bu haberlere tam dört kez “erişim engeli” kararı verildi.
İstanbul’da olmadığı için “önemsenmedi” bile.

Ne dersiniz?
Didim Belediyesi de tıpkı Aydın Büyükşehir Belediyesi gibi CHP’de.
Aday belirleme sürecinde Didim için “etkin” olduğu bilinen isim ise CHP’li Akif Hamzaçebi.
Hatta denize sıfır SGK arazisini 21/B usulü ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın ağabeyi Hür Ağbaba’nın ortak olduğu şirkete, 18 milyon liraya satıp bakanlığın iptal edip soruşturma başlatmasıyla gündeme geldi, duyulmadı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “rantçılara, beşli çeteye teslim edilmeyeceğine” söz verdiği güzelim şehir.
Hablemitoğlu cinayetinden “aranan” Levent Göktaş’ın da çok sevdiği yer.
Tesadüf değil mi?

2023 seçimlerine ne kaldı?
Bir yıldan az.
İster iktidardan yana olun isterseniz muhalefetten.
Susurluk’ta bittiğini sandığımız Gladyo bu seçimin de belirleyicisi gibi görünüyor.
Dün Sedat Peker, bugün Levent Göktaş, yarın başka bir isim.
Türkiye’nin kılcal damarlarına kadar yayılmış bu yapı çözülmedikçe kim kazanırsa kazansın kaybeden vatandaş olacak.
Sevinenlerin neşesi de yine yoksulları vuracak.