Dünyanın dört bir yanında insanlar korku içinde.
Çok doğal bir durum.
Çünkü yaşam kadar değerli başka ne olabilir?
Kimden ve nasıl geleceği belli olmayan, üstelik de henüz çaresi bilinmeyen bir korku bu.
Uzun zamandır ilk kez dünya genelinde hâkim olan bu korkuyu aşabilecek olan tek çözüm ise şeffaflık ve dayanışma.
Bilim insanları gece gündüz çalışıyor önce buna inanacağız.
Sonra dayanışma gösterip birbirimizi tehlikeli duruma sokacak durumlardan kaçınacağız.

Her gün ilave tedbirler alınıyor.
Alınan tedbirlere yenileri eklenirken, küçük esnaf da sıkıntılı herkes gibi.
Çay, kahve satarak geçimini sağlayanlar da esnaf lokantalarında karnımızı doyurmak için çabalayanlar da.
Hepimiz şaşkınız, korkuyoruz, endişeliyiz.

İki konu çok önemli.
Bunlardan ilki sahtecilik yaparak insanları paniğe sevk etmeye çalışanlar.
Hangi amaçla yapılırsa yapılsın, zaten diken üzerindeki insanları provoke etmeye çalışan bu grup, kişi ya da anlayışa insan bile diyemiyorum.
Ortalıkta Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlandığı iddia edilen ve sosyal medya aracılığı ile yayılan bir belge var.
Özellikle de gizli yazılmış.
Kim yapmış bunu bulmak elbette devletin görevi ama bize düşen bu tuzaklara düşmemek.
Belgenin gerçek olanında olmayan bir sürü önlemi alt alta yazarak, insanları paniğe sevk etmenin sahtecilik ile bile ilgisi yok.
Bu bildiğiniz insanlık suçu.

İkinci konu ise sağlık çalışanları.
Onlar da hepimiz gibi insan.
Her ne kadar kendilerince tedbir alıyor olsalar dahi, işlerini yapabilmek uğruna hepimizden fazla risk altındalar.
Hala bazı hastanelerin acil servislerinde sağılık çalışanlarına hasta yakınlara tarafından en azından psikolojik şiddet uygulandığı yönünde duyumlar var.
Böyle bir zamanda hiç de yapılmaması gereken şey.
Sağlık çalışanları da bizler gibi insan.
Onlar da korkuyor.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen yine de görevleri başında yardımcı olmaya çalışıyorlar.
Şimdi empati zamanı, birbirimizle ve özellikle sağlık çalışanlarıyla.

Türk Psikologlar Derneği yaşananlarla ilgili bir dizi önerinin bulunduğu bildiri yayınladı.
En önemlisi geleceğimiz olan çocuklarımız için:
“Çocuklar, dünyanın güvenli bir yer olduğuna inanma ihtiyacındadır. Bu inanç yetişkinlerin tutum ve davranışlarıyla doğrudan ilgilidir. Yetişkinlerin duygu ve düşüncelerini kontrol altında tutması ve sakin kalması önemlidir…”