A3 Haber

Başka ne mümkün?

Başka ne mümkün?

Başka ne mümkün?
Kasım 16
12:14 2023

1980’li yılların başında İzmir İl Özel İdaresi’nin öncülüğünde İzmir’in Bayındır ilçesinde BAY-SAN adında bir şirket kuruldu.
Yasa değişikliği ile özel idarelerin kapatılmasının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen BAY-SAN, nebati yağ ve toprak sanayi alanından eğitim kurumları ve tarımsal üretim şirketi haline dönüştürüldü.
Uzun süre âtıl vaziyette duran şirketin Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin ardından aktif hale getirilmesine karar verildi.

Önce şirketin ismi değişti.
BAY-SAN artık İZTARIM EĞİTİM KURUMLARI DANIŞMANLIK TARIMSAL ÜRETİM SANAYİ VE TİCARET A.Ş. haline gelmişti.
Tunç Soyer’in başkan seçilmesinin ardından değişen şirket yönetiminde o dönem Silivri Belediye Başkanlığı seçimini kaybeden Özcan Işıklar bile vardı.
Işıklar, bir süre sonra yönetim kurulundan ve başkanlıktan ayrıldı, kendi ile birlikte İzmir’e getirdiği isimlerden Murat Onkardeşler ise hala görevinin başında.

İzmir Tarım Lisesi’nden tutun da son olarak hizmete alınan İzmir Kahve hep İZTARIM projeleri içinde yer aldı.
Bu projelerin büyük bölümü İzmir kamuoyunda uzun süre tartışıldı, tartışılıyor.
Hatta kendisine seçtiği İZMİRLİ markası, bu ismi daha önce kullananlarca mahkemeye bile verildi, henüz sonuçlanmadı.

İZTARIM’ın kısa tarihinin ardından gelelim bugüne.
İZTARIM, mahkemelik olduğunu yazdığım İZMİRLİ markası adı altında, kendi üretimi malzemelerle hazırlanmış yemek ve pizzaların şarap eşliğinde sunulacağı bir konsept restoran açma kararı alındı.
Bunun için de 2022 yılının ortalarında yani yaklaşık 17 ay önce girişimlere başlandı.
Kısa süre sonra aranan yer bulunmuştu.

İzmir Alsancak İtalya Sokağı No:24.
İZTARIM tarafından İZMİRLİ konsepti ile hazırlanacak restoran için ön görüşmeler tamamlanıp sözleşmeler imzalandı.
Restoranın aylık kirası olarak da net 30 bin liraya anlaşıldı.
Hemen tadilat çalışmalarına başlandı.
Restoranın içinin tefrişatı ve mutfak gereçleriyle birlikte yaklaşık 2 milyon TL harcanarak hiçbir eksiği bırakılmadan hazırlandı.
Bütün hazırlıklar tamamlandı ama ortaya yetkililerin “düşünemediği” iki sorun çıktı.

İzmir’de bulunamayan, bu yüzden de Silivri’den ithal edilen yetenekli genel müdürün bile “düşünemediği” iki eksikten biri; böyle konsept bir işletmede çalışacak şef ve ekibi, ikincisi ise kanunlara göre konutların altındaki böyle bir yer açmak için alınacak ruhsat için apartman sakinlerinin vereceği “olur” imzasıydı.
İlk sorun kolay çözüldü.
Sonuçta İZTARIM’ın gelirleri belediyeden akıyordu ve de İzmirlilerin “vergileriyle” oluşturulan belediye bütçesinden para aktarmak kolaydı.
Ne de olsa İzmir CHP’nin kalesiydi ve meclise gelen kararlar sıkıntısız onaylanıyordu.

İlk sorunun çözümü için kapı kapı dolaşıldı.
Sonunda ismi M ile başlayan İzmir’in lüks otellerinden birinin Ö.G. isimli şefi ve F.S. isimli yardımcısı transfer edilerek sorun çözüldü.
İki personelin aylık maliyeti yaklaşık 100 bin lira civarındaydı ama İzmirli için değerdi…
İş geldi ikinci sorunda tıkandı.
Milyonlar harcanarak dekore edilen, süper şefleri ile hazır edilen restoran için apartman sakinleri ruhsat için gerekli “olur” imzasını vermeye yanaşmıyordu.
Ne ettiler ise apartmanı ikna edemediler.
Öyle olunca da yazıma iliştirdiğim resim ortaya çıktı.
Neredeyse 17 aydır, üzerinde İZMİRLİ yazan brandanın bulunduğu restoran açılamadı.

Açılamadıysa ne oldu?
Her ay kira (dolayısıyla vergiler) ödenmeye devam etti.
Ünlü restorandan transfer edilen şef ve yardımcısının maaşları ve sosyal hakları işlemeye devam etti, hem de neredeyse hiçbir iş yapmadan.
Neredeyse diyorum, haksızlık etmeyelim diye.
Çünkü bu iki şefimizin zaman zaman İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in katılacağı açılışlar için özel peynir tabağı hazırladığını, başkan gelmezse de diğer konuklara ikram edildiğini biliyorum.
Haksızlık etmeyelim başkanımızın kızının düğünündeki o güzelim peynir tabakları da bu iki şefimizin eseri.

Sonuç:
“Başka bir tarım mümkün” diye çıkılan yolda, önce şirket siyasi arpalık olarak kullanılıp, Silivri’den genel müdür bile ithal edildi.
Vatandaşın vergileriyle vatandaş için değil, bir avuç azınlık için projeler geliştirildi.
Gerekli ve yeterli araştırma yapılmadığı için projeler vatandaşa ulaşmadığı gibi kazanç yerine zarar getirmeye başladı.
Sadece 17 aydır her türlü masrafı sonuçta vatandaşın cebinden çıkan bu restoran yatırımı için 4 milyon liraya yakın para heba oldu.
Karakılçık buğdayı, tarım lisesi, süt-peynir fabrikasına değinmiyorum bile.
Bilgi eksikliğinden değil yer yokluğundan.
Sıra yavaş yavaş onlara da gelecek.
Şimdilik “yemek ve pizzaların şarap eşliğinde sunulacağı bir konsept restoran” hikayesi ile idare edin…

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER