“Devlet kendini sansürledi” başlıklı yazı doğru değilmiş. Neremiz doğru demek geldi içimden. Çünkü devlet bir yanda kendi kurumunu kurtarmak adına eksik bilgi verdiğini kabul ederken, diğer yanda sansürün devlet eliyle nasıl işlediğini de açıklamış oldu. Bilinen filmdir. İlyas Salman ile Şener Şen Banker Bilo filminde kara komik Türkiye gerçeğini anlatırlar.
Bugün 6 Temmuz… Tam 25 yıl önce bugün ayrıldı aramızdan Aziz Nesin. Gerçekten ayrıldı mı peki? Aziz Nesin öldü mü sizce? Yazıp çizdikleriyle, yapıp ettikleriyle, konuşup anlattıklarıyla hâlâ aramızda, dipdiri, capcanlı değil mi? Aziz Nesin yaşıyor da, biz ölmüş olabilir miyiz acaba? Ölmüş, bitkiselleşmiş, otsulaşmış, taşlaşmış olabilir miyiz? Yaşamaktan ne
Garip bir zamanda, garip bir ülkede yaşıyoruz. Kitap okumanın gittikçe azaldığı, salgın nedeniyle kitap satışlarının düştüğü, yayıncıların ekonomik sıkıntılarının arttığı günlerde gariplikler bitmiyor. Klasik eserlerin özetlenerek yeniden yayınlanması bile ilgi çekmezken, devletimiz elbette boş duracak değil. O da bu kötü gidişe kendince katkı koymayı başardı. İngiliz yazar Anna Milbourne. Usborne
“Milletin a….na koyacağız” sözleri ile Türkiye’nin tanıdığı Cengiz İnşaat’a, İzmir Karşıyaka Belediyesi tarafından deniz sıfır arsa satışının politik yansımaları sürüyor. Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından da “Sermayeye peşkeş çekilmiştir” diye nitelendirilen satış sonrası belediye kendince PR (public relations) yani halkla ilişkiler çalışması başlattı. Nedeni açık. Satışın hukuki yönden eksiğinin
Bir çok tedbirin kaldırılarak normalleşme sürecine giren Türkiye’de, Haziran ayı boyunca 610 kişi yaşamını yitirdi. 31 bin 156 kişiye koronavirüs tanısı konurken, yoğun bakımdaki hasta sayısı 648’ten bin 35’e, entübe sayısı da 287’den 362’ye yükseldi. Kontrollü sosyal hayat olarak adlandırılan ve bir çok tedbirin kaldırılması sonucu Türkiye, 1 Haziran’da normalleşme
2 Temmuz 1993’teki o görüntüleri anımsarsınız. Anımsayın. Anımsanmalı. Asla unutmamalı. “İçerde mi adam” diye soruyor yanındakine. “Herkes içerde” diyor yanındaki. “Yak ulan yak” diyor beriki. “Aha yaktılar ha, yaktılar” diyor öteki. “Allah’ım bu senin ateşin” diyor sağdaki. “Cehennem ateşi işte, kâfirlerin yandığı ateş” diyor öndeki. “Çok güzel değil mi?” diyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürürlükte olmayan bir kanunu kaldırarak hukuk tarihimizde bir ilk yaşattı. Benzeri uygulamaları çokça görmeye başladığımız yeni sistemde, aslında kimi kanunların da yürürlükte olmasına rağmen işlevi kalmadı. Bunlardan biri de 6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun. Şimdi biraz geri gidip tarihin tozlu
Önce, ücretsiz vereceklerini söyledikleri maskeye, son olarak da Covid-19 PCR testine ücret geldi. Yurtdışına çıkışta istenen Covid-19 PCR testi için Sağlık Bakanlığı, vatandaşlardan bildirilen IBAN numarasına 110 TL yatırılmasını isteyecek. Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç’ın konuya ilişkin kaleme aldıkları analizi paylaşıyoruz… Başta Almanya olmak üzere AB üyesi ülkeler,
